Özetleme-Değerlendirme

Özet,  içeriğin  alt  dilimleri  sonunda  ve  içeriğin  kazandırılması  süreci  sonunda,  öğrenci veya öğretmence  veya  birlikte  yapılmalı  ana  noktalar,  kritik içerik  parçaları vurgulanmalıdır.36 Aynı işlem, ana başlıklar  ve  ilişkileriyle  ilgili  olarak  dersin  sonunda  da  yapılmalıdır. İçeriğin  kazandırılması,  dönüt  alıp düzeltme  ve  özetler  bittikten sonra, hedef davranışlara  ulaşılma  durumu  hakkında bir  yargıya  varabilmek  ve  gerekiyorsa tamamlayıcı düzeltici eğitsel çabalara yönelebilmek için, değerlendirme yapılır.

Değerlendirme planda yer alan hedef davranışlardan, öğrencide var olanlar ölçülüp,  olan  ve  olması gereken  bu  iki  hedef  davranışın  farkı  alınarak  yapılır. Karşılaştırma  ölçütü olarak,  hedef  davranışlar  yanında,  aynı  öğrenciye  ilişkin öğretim süreci öncesi ölçümler, diğer  öğrencilere ait ölçümler veya bunların ikisi ya da hepsi kullanılabilir.37 Bu, hedef davranışlara göre değişen bir uygulama ile, sözlü bir soru-yanıtla yapılabileceği gibi, hedef davranışlar yapılarak görülebilecek  bir problem  durumu  verilerek,  birkaç  sorulu,  birkaç  dakikayı geçmeyen  bir  sınav yapılarak  da  gerçekleştirilebilir.  Öğretmen  bu süreçte,  her öğrencinin,  düzeyine uygun  hedef  davranışları  gösterme  durumunu  belirlemeye çalışmalı,  başarılı  bir kaç  öğrenciden  alınan  uygun  dönütlerle  yetinmemelidir.Öğretmenin  her  öğrenciye  değer  verdiğini,onların  başarısını  görev  edindiğini göstermesinin fırsatları bu süreçte daha çoktur.

Değerlendirmenin amacı düzeltmek ve geliştirmektir. Bu nedenle, her değerlendirme çabasını, değerlendirme sonunda  belirlenen eksiklerin tamamlanması, yanlışların  doğruya dönüştürülmesi, ulaşılan sonucun geliştirilmesi etkinlikleri yer almalıdır.38

Dönüt Alma ve Düzeltme

İçeriğin amaçlara götürücü şekilde kazandırılıp kazandırılmadığı belirlenmeli, varsa eksiklikler giderilmeli, yanlışlar düzeltilmelidir. Aksi halde istenen sonuçlara ulaşılamaz. Öğretmen, ara sıra öğrencilerin defterlerini, çalışmalarını toplayıp gözden  geçirmeli, ortak yanlışlar üzerinde sınıfça durulmalıdır.28

Öğrenciden  dönüt,  basit  veya  kapsamlı  sınavlarla,  ödevle,  sınıf  içinde sorulup  yanıtı  alınacak  sorularla  alınabilir.  Kapsamlı  sınavlar  hakkında öğrenci bilgilendirilmeli,  yanıtlama veya işaretlemenin nasıl  olacağı, neleri yapıp yapmamaları gerektiği açıklanmalı,  sınav  kaygılan  azaltılmalı, kaygılı öğrencilere karşı  duyarlı  olunmalı,  sakinleştirilmeye çalışılmalıdır. Kaygılı olanlarla konuşmak, bir şey içmelerini, hareket etmelerini sağlamak, sınav sorulan dışında basit  bir soru sorup yanıtlamalarını sağlayarak onları  cesaretlendirmek,  sınava  hazırlamak  gerekir.29 Özellikle sözlü sınavlarda, iyi bir öğrenci bile heyecanlanıp yanıt veremeyebilir,  yanlış yanıt  verebilir. Öğretmen bu durumda onu bir süre kenarda  bekletebilir, başka  konularda  konuşturarak,  heyecanının dinmesini bekleyebilir, gerekirse birlikte şarkı bile söylenebilir.

Sınav sorulan öğrencilerle birlikte, nedenleri verilerek  yanıtlanmak,gerektiğinde sınav kâğıtlarından, birlikte değerlendirilmelidir.30 Öğretmen,  değerlendirme  sonuçlanın  sınavdan  sonraki  ilk  karşılaşmada öğrencilere  duyurmaya  çalışmalı, değerlendirmeler de  dikkatli  ve  adil  olmalıdır. Adaletsiz  değerlendirildiğine  inanan  öğrenciler,  öğretmen  ve  derse  karşı  tavır alabilir, dersten  soğuyup öğretmene inananı yitirebilir, öğrenme ve sınıf içi davranışlarını bozabilir.31

Soruların açık ve düşük güçlükte olması, yanıtı da, öğrenmeyi de kolaylaştırır.  Soru sorulduktan sonra, güçlüğüne bağlı olarak birkaç saniye beklemeli,  herkese yanıt  şansı verilmeli, yanıtlayan, sınıfın  tümünden  seçilmeli,  yalnızca başarılı olanlara veya parmak kaldıranlara  sorulmamalıdır.32

Öğretmen,  sinmiş  bir  öğrenciyi, kolay  bir  soru  ile, yanıt  vermesine  yardım  ederek  cesaretlendirmelidir.  Yanıtının  doğru  olduğu durumlarda  herkesin  yanıtın  doğru  olduğunu bilebilmesi  için  “evet”, “doğru”demek,  yanıtı  yinelemek,  övgü  sözcüğü kullanmak seçeneklerinden biri/ikisi  kullanılmalıdır. Yanıt yanlış veya birazı doğru ise,  doğru yanı belirtilerek, ipucu verilerek diğer yanlarının doğrultulmasına  yardım  etmek  gerekir.  Sonuç alınamazsa  öğretmenin yardımıyla soruyu o öğrencinin  yanıtlaması  sağlanabilir veya  biraz daha  düşünmesi istenip başkasına  söz  verilebilir.  Yanıtın  olmadığı, öğrencinin  sustuğu  durumlarda,  ek  sorularla  sonuca  gidilmeye  çalışılabilir, yanıtı kolaylaştırıcı  anımsatmalar  dönüt  olarak  verilebilir.33

Hem içeriğin  kazandırılması,  hem  de  dönüt  alıp  düzeltme  işleri  birlikte, içice ele alınabilir, içeriğin kazandırılması sürecinde, öğretmenin,  grubun,  içeriği aktarması veya öğrencilere  çeşitli  yöntemlerle  buldurmasını, yardımlaşarak  bilgiyi  bütünleştirme ve  hedef  davranışa  ulaşmayı,  öğretmenin özetlemesi  izler. Sonra  öğretmen  yardımı ile  birkaç  öğrencinin  içeriği  yinelemesi (hedef  davranışları  göstermesi),  yardımsız yineleme  yapılır.  Bu  süreçlerde,öğrenci  yanıtları eksik  veya yanlışa yöneldiğinde,  öğretmen, bunları öğrenciyi uyararak,  yol  göstererek,  gerektiğinde ek sorular sorarak öğrenciye düzelttirir, tamamlatır,  doğruyu öğrencinin  bulmasına  çalışır. Doğruyu  bulmada,  eksiği  tamamlamada  öğrenci öğretmenin  bu  çabalarına  karşın  yine  de  yetersiz  kalırsa, diğer öğrencilerden  yararlanılır.34

Öğretmen,  her  öğrenciden  çalışma  ve  başarı  beklediğini  belirtmelidir. Öğretmen  beklentileri,  öğrenci  başarısını  etkileyen  bir  değişken  olarak  bulunmuştur.35  Öğretmen  bu  beklentisini,  en  az  başarılı  ve  çabalı  öğrenciye de  iletmeli,  onunla  da  ilgilenmelidir.  Öğretmenin öğrencilerin  hepsiyle ilgilenmesi, onlara başarabilecekleri  işler  verip, yanıtlayabilecekleri  sorular  sorup,  yanıtlarını  doğrulaması,bir ödüldür.  Bu, öğrenmeyi  artına  bir  değişkendir.  Öğretmen  bu  doğrulama  sonunda,  öğrenciden yeni basanlar beklediğini söyleyerek, onu çalışmaya yöneltmelidir.

Öğretimin Uygulanması

Öğretim öncesi hazırlıklar ayrıntılı bir zaman ve eylem planına bağlanmalı, anlamlı bir sıra ile sunulmalıdır. Ders sürecinin bu yapılanışının, farklı amaçlar-dersler-konular için, farklı sayı ve sırada dizilişleri yapılabilir. Örneğin, güdüleme, dönüt alıp düzeltme, pekiştirme, hemen her aşamada yer alabilen etkinliklerdir.10

1.Dikkat Çekme

Ders başında, öğrenciler sınıfa yeni girdiklerinden, yerlerine oturma, konuşmalarını bitirme, araç ve arkadaşlarıyla ilgilenme davranışlarını sürdürürler. Bu davranışlara yönelmiş olan ilginin, derse çekilmesi için, öğretmenin sınıfa girmesi yetmeyebilir. Alt sınıflarda ve sınıftaki  hareketliliğin  arttığı  durumlarda, öğretmen zamanında fark edilmeyebilir. Öğretmen,  herkesin ilgisini çekmeden derse başlamamalıdır. Öğretmenin bu çabaları, dersin amaçlarıyla ilişkilendirerek sonuçlandırması, dikkat çekme ve amaçları açıklama basamakları arasındaki geçişi de yumuşatacaktır.Dikkatin  çekilmesi, ders süreci içinde zamanla öğrencilerin dikkati dağıldığında da yapılmalıdır.11

2.Amaçları Açıklama

Ne yapacağını, nelerin olacağını bilememek, gelecekteki davranışları belirsizleştirir,   eylemleri  engeller.Öğretmen,   ders  başında  öğrencileri amaçlardan haberdar ederek, onları bilinçli eylemlere yönlendirebilir.Amaçlan, dersin sonunda neleri yapabileceklerini bilen öğrenciler,  bu  amaçlan  anlamlı ve yararlı  da  bulursa, öğrenmeye daha hazır ve çabalı olur. Neden orada  olduklarını, ne olup biteceğini bilmeyen  sınıfı  yönetmek güçtür.12

Amaçlar,  hedef  davranış  olarak  belirlendiğinde,  günlük  yaşamdaki işlevleri  örnekle de  açıklanırsa, öğrencilerin dikkatini çeker, onları  güdüler.  Bu  bakımdan, amaçlar,  somut  yararlan gösterilebilen  davranışlar olarak söylenmeli, politikacı  vaatleri  gibi soyut, kapalı,  belirsiz  olmamalıdır:  Çok  yararlanacaksınız,  bu  çok önemlidir  gibi  sözler  yerine, şu  davranışı kazanınca bundan şuralarda şöyle yararlanacaksınız demek, bu örnekleri öğrenciler için güçlük yaratan, yeni, ilgilerini  çeken durumlardan seçmek gerekir.13

3. Güdüleme

Amaçlar, davranış olarak belirtilip yararları açıklandıktan sonra, öğrencilerin güçlüklerini bunlara ulaşmak için yoğunlaştırmalarını sağlamak gerekir. Hemen ulaşılabilecek amaçlar bilinirse, öğrenme daha etkili olur.14 Amaçların bilinmesi, yararlılığına inanılması, güdüleme sağlar. Güdü ile edim arasında doğrudan ilişki vardır.15

Güdüleme yollarından biri, öğrenilecekleri bir sorunla ilişkilendirmektir.Sorun olmayınca değişim güdüsünü görmek  güçleşir.16 Uygulama şansı olmayan edilgen öğrenmeler, güdüleme bir yana, öğrenmeye engel olur.17 Başarısızlıktan korkmamayı vurgulama, cesaretlendirme, özellikle çekingen öğrencileri güdüleyebilir. Herkesin yanlış yapabileceği, önemli olanın yanlışlardan ders almak olduğu düşüncesi, öğretmen için de geçerlidir.18

Başarı güdüsünün diğer güdüler arasında ilk sırada yer almaktadır. Öğretmen, en alt düzeydeki öğrencilerin bile yanıtlayabileceği kolay sorular, kolay eylem durumları yaratarak, bu öğrencilerin yapmasına, yanıtlamasına  olanak vermeli, bunu kolaylaştırmalıdır.Fakat bunu yaparken,öğrenci düzeyinin  çok altında, onunla alay eder anlamda soru ve çalışmalar seçmemelidir.19 Başarıyı tadan öğrenciler yeni başarılar arayacaklardır. Çok güçlü olan başarı güdüsünü öğretmen her öğrencisi için sık sık kullanmalıdır.

Güdülemek için sözel övgü kullanılabilir. Her öğrencinin övgü alacak bir davranışı vardır, öğretmen bunu görmeli, görüp beğendiğini belli etmelidir. Övgü başarı ile ilişkilendirilmeli haklılığı ve mantığı olmalı, bunun dışında kullanılmamalıdır.
Ödül,  bir  çabanın  sonunda  ulaşılabilecek  hedef  olarak  güdüleyici olabileceği  gibi, ödülün  tamamı veya bir kısmı  peşin  verilerek  de  güdü sağlanabilir.  Ödül,  bir konuda öncelik tanınma  (ödev konusu seçmede,  bilgisayar sırasında,  oyuncak  seçmede,  bir  müzik  aletini  kullanmada),  bir  aracı  daha  uzun süre  kullanabilme,  bir  kurula üyelik, sosyal  kabul  görme, sözel ödüller, maddi ödüller şeklinde geniş bir seçenekler dizisini içermelidir.20

Ödül ve ceza kullanımına  ilişkin  farklı yargılar,  duruma  göre  ödül  ve ceza  seçimini  anlatır. Öğretmen,  bir  durumda,  amaca  en  uygun  olanın seçilmesinde dikkatli olmalıdır.21 Ödül  yalnızca  kazanana  verilmemeli,  başarısı  düşükler  için  basan  şansı  yaratılmalı,  bazı  öğrencilerin  yitirilmesi  bu  yolla  önlenmelidir.Öğrenci  güdüsünün  dört  alanı  olarak;22

1. Yetenekleri  konusunda  öğrencinin yargısı,
2. Öğrenilenlerin  kullanılabilirliği  konusundaki  algısı,
3. Öğretmene  karşı  tutumu,
4. Öğretmenin  konuya  verdiği  değer  konusunda öğrenci algısı

1. Öğrenci yeteneklerini tanımıyorsa, deneyip görme fırsatı, cesareti  bulamamışsa, yapamayacağını düşünebilir. Dahası, nelerin  yapılabileceği veya nasıl yapılabileceği konusunda ön bilgisi yoksa, herhangi bir girişimin yapılabileceğini, yapılması gerektiğini bilmeyebilir.Bu konuda  öğretmene düşen,onun  kendini,  yeteneklerini  deneyerek  güçlerinin  farkına varmasına, bu güçleri kullanacak alanları tanımasına yardımcı olmaktır. Elbette, deneyerek yeteneklerinin farkına varma,  öğrencinin  başarabileceği  etkinliklerde  olmalı, öğretmen  bunu  garanti altına almalıdır. Aksi halde, güdülenme yerine, öğrenci, bir daha girişimde bulunmamayı seçebilir.

2. Öğrenilenlerin  ne  işe yarayacağı  öğretmen  tarafından  açıkça ve somut  olarak gösterilebilirse, öğrenci pratik yararlılığını gördüğü bilgi ve  becerileri  öğrenmeye güdülenecektir. Bazı bilgilerin pratik yararlılığı kolayca görülebilir ve yakın  zaman içinde sonuç verebilirken, bazılarının  yararlılığı  birkaç  adım  sonra  veya  dolaylıdır.  Öğretmen  özellikle,  birkaç  adım  sonra  veya  dolaylı yaran  olan  bilgiler için örnekler vermeli, bunların görülüp anlaşılmasına yardım etmelidir.

3. Öğretmenin görünüşü, konuşması, davranışları, inandırıcılığı, konusuna verdiği  değer, öğrencileri etkiler. Bu etkinin olumlulaşması için öğretmen  temiz  ve  sade giyinmeli,  inandırıcı  ve  gerçekçi  konuşmalı,  davranışları  tutarlı, çabalan  istekli,  kendini işine adamış, konusunu önemli gören, işini ciddi ve titizlikle yapan olmalıdır.23

4. İçeriği Kazandırma

İçerik:  Program hedefleri doğrultusunda seçilmiş konular bütünlüğüdür.24 İçerik, amaçlarla, önceki öğrenmelerle, öğrencilerin hazıroluş  düzeyleriyle bağlantı kurularak, uygun bir sırayla, dikkatsizliğe veya vazgeçmeye götürmeyecek bir  hızla,  uygun  yöntemlerle  verilmelidir.25 İçerik, öğrenci için  anlamlı,  değerli olmalı, bunun için de öğrenciye pratik  yararının ne  olacağı belirtilmeli, onun ilgi ve gereksinimlerine uygun olmalıdır.

Amaçlar farklılaştıkça, içeriğin kazandırılmasında farklı  öğretim  yöntemleri  kullanılır.  Öğretmen  merkezli  öğretimde  sunu,  açıklama,  gösterim;  öğrencinin görüp dinleyip not olması ile ulaşılabilecek hedef davranışlar için uygundur. Öğrenci  merkezli öğretim, sorgulama, sorun çözme, rol oynama amaçlı etkinliklere uygun  olur.26 Öğretim yöntemleri seçilir ve kullanılırken,  amaçların,  dersin,  konunun,  okul  ve  sınıf  koşullarının,  öğrenci  özelliklerinin gözetilmesi gerekir. İçerik düzenlenmesinde temel ilkeler:

a)   somuttan  soyuta
b)   basitten  karmaşığa
c)   kolaydan  zora
d)   yakından  uzağa

4.1.Anlatım Yöntemi

Araştırmalara  göre,  anlatım  yöntemi, amaçlar  açısından, hiçbir zaman  en  iyi sonucu vermemiştir,  bu  nedenle  giriş  dışında  kullanılmaması önerilmektedir.Bu yöntem öğrencinin edilgenliğini artırır, dikkati  dağıtır.  Ses, biçim, davranış,  düzenleme, akıcılık,sözle  birlikte beden  dilini  kullanma  ustalıklarıyla  birlikte kullanılırsa, sakıncaları azalabilir. Bu  yöntemde,  işitememe, anlayamama,  anlamı  bilinmeyen sözcüklerin, sembollerin,  kavramların  kullanılması, öğrenmeyi  engeller, daha sonraki  anlatımların anlaşılmasını güçleştirir. Öğretmen, anlaşılması güç  kavram, sözcük ve sembolleri önceden açıklayabilmen, herkesin  işitebilmesini sağlamalı, sık dönütlerle, anlaşılma durumunu denetlemelidir.

4.2.Soru Cevap Yöntemi

Öğrencileri  etkinliklere  katmada,  görüşleri ortaya  çıkarmada, soru-yanıt  yöntemi  yararlıdır. Sorular,  öğrenme  amaçlarına  ulaşmaya  yardım edici olmalı, düşünmeyi gerektirmeli, bu nedenle de,  yanıt için süre  tanınmalıdır.  Önce  soru  sınıfın tamamına sorulur, yanıt verecek öğrenci sonra belirlenirse, her öğrenci, soru  kendine  de  sorulabileceğinden,  düşünme  çabasına  girebilir . Aksine durumlarda öğrenciler soruyu dinlemeyebilir, ders dışı, bozucu eylemlere yönelebilir. Yanıtların deftere yazılması  istenip defterler denetlenir veya bir  öğrenciye okutulursa, herkesin yanıtlamaya yönelmesi sağlanabilir.
Öğrencilerden, verilen iki  yanıtı karşılaştırmaları istenebilir. Yanıt, birkaç öğrenciden alınmalıdır.  Yeterince  açık-doğru  olmayan yanıtlarda,  bir  öğrencinin  yanıtından, başka öğrenciler için soru üretilebilir .

4.3.Tartışma

Sınıf  tartışmalarında  amaç  ve  konu  belirlenmeli,  dinleme,  anlama, mantık aramaya çalışma, yorumlama, soru sorma süreçleri izlenmeli, bozucu davranışları öğretmen, vücut diliyle hemen düzeltmelidir.Öğrencilerin yüz yüze oturduğu çember  şeklindeki sınıf düzeni, tartışmalar için daha uygundur. Sınıf tartışmalarında bazı öğrenciler çekindikleri, eleştirileceklerini düşündükleri  nedenleriyle söz almak istemezler. Bunları  etkinliklere  katmak  için,  sıra  ile  yanıt  alınabilir, yanıt  verecek  kişi  önceden  belirlenebilir,  diğer  güdüleme ve cesaretlendirme  yöntemleri  kullanılabilir. Öğretmen bir öğrencinin konuşması hakkında diğerlerinin görüşünü alarak, hem etkili bir dinleme sağlayabilir, hem de katılanları cesaretlendirebilir.

4.4.Gösterip Yaptırma

Gösterip yaptırma, bir işlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalışmasını önce gösterip açıklama; sonra da öğrenciye alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretme yoludur. Bu yöntem daha çok uygulama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında etkilidir. Gösteri öğretmen  merkezli, yapma işlemi de öğrenci merkezlidir.

4.5.Drama

Drama, öğrencilerin hangi durumlara nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenmelerini sağlayan bir öğretme tekniğidir. Problem çözme ve iletişim kurma yeteneğini geliştirir.Bu teknik, bilinen en eski öğrenme tekniklerinden  birisidir. Drama;

-Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir,
-Kişinin kendine olan güvenini artırır,
-Anlama yeteneğini ve yaratıcılığı artırır,
-Akıcı konuşmayı geliştirir,
-Dile hakimiyeti ve iyi ifade yeteneğini geliştirir,
-Bilgilerin etkin kullanımını sağlayarak onları pekiştirir.

Bu teknik tek taraflı olmayıp hem oyuncuya hem de seyirciye yöneliktir.

4.6.Gösteri

Gösteri, izleyici grubu önünde bir  işin nasıl yapılacağını göstermek ya da genel ilkeleri açıklamak için başvurulan bir tekniktir.
Gösteri sınıf içinde genellikle öğretmen ya da varsa kaynak kişilerce yapılabilir. Gerektiğinde öğrencilerden de yararlanılır. Gösteri tekniğini sınıf içinde etkili bir şekilde uygulayabilmek için  dikkatli bir hazırlık gerekir. Tüm gösterilerin öğretmen tarafından yapılma zorunluluğu yoktur. Gerektiğinde öğrenciler, bunu kendi aralarında da yapabilirler. Bu sayede kendi yeteneklerini geliştirme ve başkalarıyla iletişim kurma olanağını bulabilirler.

4.7.Küçük Gruplarla Öğretim

Küçük gruplarla öğretim, bireyleri birbirinden farklı, işbirliğiyle öğrenen, öğretmen yönetimli çalışmalardır. Gruptaki kişi sayısının beşi-altıyı geçmemesi, gruptaki herkesin katılımına yardım eder.Bu çalışma,  herkesin rol almasıyla, sosyal ilişki becerilerini artırır, mantıklı düşünmeyi ve kişiliği geliştirir, yaratıcılığa katkı yapar. Grup şeklindeki sınıf düzeni daha geliştirici, grup öğretimi de diğer öğretim biçimlerinden daha iyi bulunmuştur.Başkalarını  tanıma,  beklentilerini öğrenme  fırsatı  veren  grupla çalışmada  düzen, işbirliği, sorumluluk, akıla olan ve olmayan  görüşleri ayırt etmeye  çalışma  düzeni kurulup, öğretmence izlenmelidir. Grup çalışmasında öğretmenin rolü, düzenleme, kolaylaştırma, gezerek, gözleyerek, dinleyerek, not alarak güdüleme, eşgüdüm ve değerlendirmedir.

4.8.Rol Yapma

Rol yapma, öğrencilerin kendi duygu ve düşüncelerini başka kişiliğe girerek ifade  sağlayan bir öğretme tekniğidir.Öğrencinin iyi rol yapabilmesi için yaratıcı düşünce önemlidir.Rol yapma, sosyodrama olarak da adlandırılır. Öğrencilere, insan ilişkileri konusunda daha çok bilgi, beceri kazandırmayı öngören ve oyun tekniğinden yararlanma temeline dayalı deneysel bir eğitim tekniğidir.

4.9.Bağımsız Çalışma

Öğretmenin yardımına açık olarak, öğrencilerin, birbirini rahatsız etmeden,bir  konu  üzerinde,  kaynaklardan  da  yararlanarak  sessizce  çalışmaları, bağımsız çalışma olarak adlandırılır.Yapılacak işler açıkça belirlenirse, öğretmenin açıklamaları  yinelemesine, öğrencilerin  sık  sık  soru  sormasına gerek kalmaz. Bağımsız çalışmada, ve bitirme zamanlan esnek tutulur, erken bitirenlere  ek  çalışmalar veya ilgi köşelerinde çalışma fırsatı verilir . Öğretmen,  bitirenin  işini denetler, uygun bulursa ek çalışma veya ilgi köşesi gündeme gelir. Temel akademik işlere deneyim kazanmak  için bağımsız çalışma  yararlıdır. Düşünce ve katılım içermeyen, değersiz ve tekrar niteliğindeki çalışmalardan çabuk  bıkılır.27

Öğretim Araçlarının Belirlenmesi

ogretim

Şekil : Araçlar

Burada  öğretim  araçları  sözü,  belirlenmiş hedef davranışlara  ulaşmada  kullanılacak olan program içeriğini, planları, bunların uygulamaya  konması sürecindeki ders araç ve gereçlerini içerir. Program  içeriği,  her  öğrenci  için belirlenen hedef  davranışlarla, öğrencilerin yetenekleri, ilgileri, gereksinimleri, çevre koşullan gözetilerek oluşturulur. Eğitim bakanlığınca gönderilen  program içerikleri, öğretmenlerin  uygulayacağı ders programı için bir çerçeve niteliği taşır. Öğretmen  bu  çerçeve  içerikten yararlanarak, çevre,  okul, öğrencinin  özelliklerini gözetip, kendi program içeriğini, bunun öğretim süresine  dağılımını, içeriğin hangi dilimlerine ne kadar zaman ayıracağını kendisi belirlemelidir.

Araçlar,  bilginin  algılanmasında  somutluk  sağlayarak, öğrenmeyi kolaylaştırır, unutmayı azaltır, öğrenciyi güdüler, dikkatini  toplar, öğrenme  isteği  yaratır,  hedef  davranışların yapılarak  gösterilmesine, pekiştirilmesine, düşüncenin kavramlaştırılmasına yardımcı  olur, öğrenme çevresini doğallaştırır.5 Araçlar,  zaman  alıcı gibi  göründüğü  durumlarda  bile, kalıcı öğrenme sağlayarak zaman kazandırır.

Konuk  konuşmacılar,  film  video,  kaset,  diğer  eşyalar şeklindeki araçlar, önceden  hazırlık yapılarak  kullanılmalıdır. Konuk konuşmacıların beklentileri alınmalı,beklentilerimiz iletilmeli, bunlar hakkında öğrencilere  ön  bilgi  verilmelidir. Film  ve  kasetler  önceden  izlenmeli,  içerik ve  kaliteleri  denetlenmeli,  çalışacakları güvenceye alınmalıdır.6

Özellikle  bilgisayarlar, üç boyutlu görüntü de oluşturarak, istenen öğrenme durumlarının kısa sürede ve çok az giderle kurulmasını sağlarlar. Bilgisayar yardımıyla zor  sorunlar çözülebilir, uzmanlık isteyen çözümleme  ve  düzenlemeler  yapılabilir, karmaşık çizimler gerçekleştirilebilir.7

Derslerin  işleniş, deneylerin  yapılış, araçların  kullanılış süreç  ve  işlemlerini veren yazılımlar, olanaklar ve öğretim stratejileri gözetilerek, aynı dersi/sınıfı okutan  öğretmenlerin işbirliğiyle hazırlanmalı, geliştirilmelidir.8 Ders kitapları  ve dergiler, alıştırma-soru  – çalışma  dilimleri  de  işlenerek  kullanılmalı,  bu  kullanım oranı düşük olanlar araç olarak yeğlenmemelidir.

Araçlardan  yararlanmayı  artırabilmek  için, kullanım  amaçları belirlenmeli,     programları  sağlanmalı,kullanım  planı  ve  yönergesi hazırlanmalıdır.  Araçlar,saklanmak için değildir, ders dışı zamanlarda kullanılabilmelidirler. Laboratuarlar da gerektiğinde öğretmen kılavuzluğunda ders dışında da kullanılmalı, kitaplıklar sürekli açık olmalı, kullanım gereksinimi varken hiçbir araç boş durdurulmamalıdır.9

Hedef Davranışların Belirlenmesi

Hedef davranışlar, öğretim süreci sonunda,öğrenenlerde gözlenmek istenen davranışlardır. Bunların belirlenmesine giden yolda, amaçların belirlenmesi, öğrencilerin  tanınıp  eğitim  gereksinimlerinin  ortaya çıkarılması basamakları yer alır.2

Sınıf esas alındığında amaçlar, ülkenin genel eğitim amaçlarına, okul kademe ve  türlerinin amaçlarına  uygun olarak  eğitim  bakanlığınca belirlenmiş olması gereken,derslerin amaçlandır.Derslerin  amaçlan,  okul  ve  sınıf düzeylerini  de gösteren,genelden özele  bir  sıralanış  içinde, üst  eğitim  birimlerince  belirlenir. Öğretmen,  kendi  dersi/dersleri için  bu  amaçları  incelemeli, meslektaşlarıyla tartışmalı,  ortak yargılarını  amaçlan  belirleyen birimlere  iletmelidir.Bu  çabalar, amaçlar sıra dizininde binişim sağlanmasına hizmet edecek, amaç kaymalarını önleyebilecektir.

Şekil: Hedef Davranışların Belirlenmesi

Her öğrencinin,  dersin  amaçlarına  götürücü hedef davranışlardan hangilerini  ne  düzeyde gösterdiği belirlendikten sonra, o ders aracılığıyla göstermesi gereken davranışlardan gösterdiği bu davranışlar çıkarılır. Aradaki fark, o öğrencinin o ders açısından eğitim gereksinimini ortaya koyar.


Şekil :  Hedefler

Eğitim  gereksinimleri,  hedefler  ve  hedef  davranışlar şeklinde,  öncelikler  gözetilerek sıraya konmalıdır. Hangi hedef davranış, gerçekleşmesi için hangisine gerek  duyuyorsa,  ondan sonraya alınarak sıralama yapılır.3 Eğitsel etkinlikler,bu sıra gözetilerek  düzenlenir. Bu  işler,  okul yönetimlerinin desteği,  düzenleyişi, kılavuzluğunda, öğretmenlerce yapılır.4 Artık öğretmenlerin  elinde,  o  ders  aracılığıyla  ulaşılması  gereken, her  öğrenci için farklar gösteren, öncelik sırasına konmuş bir hedef davranışlar listesi vardır.

Öğrencilerin eğitsel amaçlar açısından tanınması,derslerin  amaçlan  açısından bulundukları düzeylerin  belirlenmesi,her  eğitim  dönemi  öncesinde, hedef davranışları  ölçücü olarak hazırlanmış bir  ders  testinden geçirilmelerini  de gerektirir. Bu  test, o dersin  amaçlan açısından öğrencilerin  durumunu ortaya  koyar.  Sınıf,  bu test  sonuçlarına göre  gruplara ayrılabileceği gibi, daha uygun  koşullar varsa, bireysel öğretime de geçilebilir.

SINIFIN ÖĞRETİM ORTAMI

GİRİŞ

Eğitim hizmetinin niteliğini artırmak için yapılması gerekenlerden biri de, sınıfın öğretim ortamının, amaçların gerçekleşmesine en üst düzeyde hizmet edebilecek hale getirilmesidir. Bu durum, öğretim ortamının düzenlenişinde, öğretimin yürütülmesi, değerlendirilmesi, düzeltilmesinde, öğretim yönetiminin rolünü gösterir.

Öğretim yönetimi, öğretim süreci düzeni içinde, altı grupta toplanabilecek olan etkinliklerin yönetimi olarak düşünülebilir:

Hedef davranışların belirlenmesi,
Öğretim araçlarının belirlenmesi,
Öğretimin uygulanması,
Dönüt alma ve düzeltme,
Özetleme ve değerlendirme,
Pekiştirme.1

Öğrenciler İçin Zaman Oluşturma

Yoğun uyaranları bastırmada kullanılan enerji tüketimi arttıkça, insanlar yalnız kalmak ister. Öğretmen de öğrenciler de bu duyguyu yaşar. İşte bu  yalnız kalma zamanı bireysel zaman olarak tanımlanabilir. Öğrenciler bu bireysel zamanı kullanmazlarsa duygusal ve sinirli olurlar; bazen de bu zamanı elde etmek için hayal kurmak, afacanlık yapmak gibi uygunsuz yollar ararlar. Sonuçta sınıftan atılır ya da okul yönetimine gönderilirler. Oysaki öğretmen ve öğrencilerin bir-iki dakikalık bile olsa, yalnız kalabilecekleri bir bireysel zaman yakalayabilmelerinin yararı, oldukça fazladır. Çünkü öğrenciler, bireysel zaman oluşturarak, sınıftaki yoğun uyaranlara karşı baş etmeye çalışmaktadırlar.16

Bireysel zaman, çok kısa bir süreyi kapsadığı için, bu süre ciddi anlamda bir zaman kaybı olarak görülmez. Bireysel zaman tanımış, özellikle ilköğretim okullarının ilk kademesi için daha büyük bir önem taşımaktadır. Küçük yaştaki öğrenciler, bireysel zamana daha çok ihtiyaç duymaktadır. Küçük yaştaki öğrenciler, daha çabuk yorulurlar ve arkadaşlarıyla sürekli etkileşim içinde bulunmak isterler. Bireysel zaman, öğrencilerin ders içinde kısa bir süre rahatlamalarını sağlar.

Zaman Yönetimi Modeli

zaman

Kounin’in yapmış olduğu çalışmalarda, ileri sürdüğü uyanıklık, binişiklik ve pürüzsüzlük  kavramları, sadece olumlu davranış sağlamayla değil, aynı zamanda zaman yöntemiyle  de yakından ilgilidir. Zamanın paylaştırılması ve yönetimi Şekil de görülmektedir.

Ortak merkezli bir dairede yer alan zamanının en geniş dairesini A dairesi oluşturmaktadır. A dairesindeki zaman, yedi günü kapsayan toplam 168 saati yansıtmaktadır.  B dairesi, ortalama olarak, bir yılda okul içinde harcanan süreyi tanımlamaktadır. Bu  süre, 24 saati kapsayan bir günün karşılaştırılmasına imkan sağlamaktadır. 17

Daire C’de yer alan zaman, belli bir alanda araştırma yapmak için harcanan zamandır.Örneğin  bir öğretmenin 15 gün süreyle öğrenci başarısını etkileyen faktörler üzerinde araştırma yapmak  üzere ayırdığı zaman, C dairesinde yer alan  zamanı yansıtmaktadır.

D dairesinde yer alan zaman, doğrudan sınıf yönetimiyle ilgilidir. Bu zaman dilimi öğretmenin doğrudan eğitim için ayırdığı zamanı yansıtmaktadır. Görevler için ayrılan zamanın yönetimi, öğretmenin bireysel öğretmeninin 3 saatlik matematik dersi için ayırdığı zaman, D dairesi içinde yer almaktadır. Öğretmenin sınıfta zamanı etkili bir şekilde yönetebilmesi için her bir ders için ayrılan zamanın iyi kullanılması gerekir.

E dairesi önemli görevler için harcanan zamanı ifade eder. Öğretmenin meslektaşlarıyla önemli bir felsefi konuyu tartışması ya da acil bir telefon görüşmesi gibi yüksek düzeyde kişisel ve tartışmalı konuları kapsayan bir zaman dilimidir. Ancak E dairesinde yer alan etkinlikler  önemli görülmekle birlikte, daha da önemlisi öğretmenin bu etkinliklere ne kadar zaman  ayırdığıdır.

Son daire F dairesi ise, görevde başarı kavramını yansıtan zaman bölümüdür. Eğer öğrenci ingilizce öğrenmek için yanlış biçimde bir öğrenme zamanı harcıyorsa, doğru biçimde öğreninceye kadar bu derse ayırdığı zaman daha verimsiz olacaktır. F dairesi, E dairesi ta  rafından sarılmış bir zaman parçasıdır. F dairesi sınıf yönetimi becerisi açısından eylemsel bir tanımlama getirmektedir. Öğretmenler, F dairesini her öğrenci başarı düzeyi artırabilir.18

Zamanı belli dilimlere ayırarak inceleyen bu model, sadece kavramsal bir çerçeve değil; aynı zamanda ilginç bir bakış açısı da ortaya koymaktadır. Modele göre sadece D dairesi içinde yer alan zaman diliminin, öğretmen açısından önemli olduğu düşünülebilir. Aslında bu bir yanılgıdır. D dairesindeki zamanın etkili kullanımı, büyük ölçüde E ve F dairesinde yer alan zamanın etkili kullanımına bağlıdır. Çünkü A dairesinde yer alan bütün zaman, diğer zaman dilimlerinde sadece öğretim için ayrılan zamanı da etkili bir şekilde yönetmesi çok zordur.

Öğretimsel Zamanın Yönetimi

Öğretmenin sınıf içi zamanını iki kısımda değerlendirmek mümkündür. Birincisi, eğitim öğretime hazırlık, sınıf kurallarını açıklama veya öğrencilere ilişkin duyuru yapma gibi eğitim öğretim faaliyetlerine destek olmak için ayrılan zamandır. İkincisi ise, eğitim öğretim faaliyetleri için ayrılan zamandır. Öğretmenin bu iki zaman dilimini iyi kullanması gerekir. Öğretmenin zaman yönetimi becerisi, sınıftaki öğretimsel zamanı yönetme becerisiyle sınırlı tutulmamalıdır. Kuşkusuz sınıfta zamanın iyi yönetilmesi, sınıf dışındaki bireysel zamanın etkili bir şekilde yönetilmesine bağlıdır. Özdisipline sahip olan öğretmen, kişisel zamanını iyi yönetirse, kendini geliştirmeye daha fazla zaman ayırabilir.

Sınıfta öğretmenden beklenen temel davranış, öğretimsel zamanın yönetilmesidir. Öğretimsel zamanın iyi yönetilmesi, hem öğretimin yönetimini hem de sınıf düzenini olumsuz yönde etkiler. Öğretmen, öğretimsel zamanı yönetirken dersi uygun zamanda bitirme yanında, öğrencilerin öğrenmesi için de gerekli zamanı ayırmak zorundadır. Yapılan araştırmalar sonucunda, öğretimsel zamanın yönetimi ile öğrenci başarısı arasında güçlü bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.5 Öğretimsel zaman ile öğrenme düzeyi arasında da güçlü bir ilişki bulunmuştur. Buna karşılık, yapılan araştırmalarda öğretimsel zamanın yönetiminde, ciddi sorunlar vardır.

Bir gün için öğretime ayrılan süre, ortalama 280 dakika üzerinden hesaplanmaktadır. Öğretimsel zamanın ortalama %23’ü öğretim dışı etkinliklere ayrılmaktadır. Yapılan bir araştırmada iyi yönetilen sınıflarda, öğretimsel zamanın %14’ü öğretim dışı etkinliklere ayrılırken, iyi yönetilmeyen sınıflarda, öğretimsel zamanın %30’u öğretim dışı etkinliklere ayrılmaktadır.6 Başka bir ifadeyle, öğretimsel zamanın iyi yönetilmediği sınıflarda, öğretmenler toplam 280 dakikanın 200 dakikadan daha azını öğretimsel etkinliklere ayırmaktadırlar.

Öğrencinin Öğrenme Zamanını Arttırmak İçin Kullanılan Stratejiler

1.Etkinlikleri düzenlemek

Fiziksel şiddet ve başarısızlıktan kaçınma

2.Geçiş zamanını en aza
indirmek

Öğrencileri geçiş süresi için hazırlamak, kuralları açık hale
getirmek (Geçiş zamanını açıklamak ve göstermek)

3.Öğrenciyi sorumlu tutmak

Açık bir iletişim sağlamak
Öğrencinin öğrenmesi için rehberlik yapmak
Geribildirim sağlamak

Öğrencinin öğrenme zamanını arttırmak için neler yapılabilir? Öğrencinin öğrenme zamanını arttırmak için stratejiler kullanılır. 7 Bu stratejiler, etkinliklerin düzenlemek, geçiş zamanını en aza indirmek ve öğrenciye sorumluluk vermek olmak üzere üç grupta incelenebilir. Öğretmen, öğretimsel zamanı yönetme sürecinde fiziksel şiddet kullanmaktan kaçınmalı, etkinlikler arasında geçişi iyi düzenlemelidir. Bunun yanında, öğrencilerle kurulacak etkili iletişim ve sağlanacak geribildirim öğretimsel zamanın artmasında yardımcı olabilir.

Her ders, öğretimsel zamanın %30’unu öğretim dışı etkinliklere ayıran öğretmen, öğrencilerin öğrenme zamanında çalmaktadır. Öğretimsel zamanın, her ders için 15-20 dakikasının öğretim dışı etkinliklerde kullanılması, bir zaman erozyonudur. Bu erozyonun telafi edilmesi mümkün değildir. Öğretmenin, öğretim dışı kullandığı zaman ne kadar fazlaysa, öğrencinin öğrenme zamanı da o ölçüde kısıtlanmaktadır.

Öğretim zamanının yönetiminde, öğretim etkinliklerinin açıklık derecesi önem taşır. Öğretmen, öğretim etkinliklerine ilişkin kuralları açıkça belirlendiği etkinliklerinin açıklığı, aynı zamanda bireysel yönelimli etkinliklerin düzenlenmesine de yardımcı olur. Bireysel öğrenme etkinliklerinin belirgin olarak ortaya konması, öğrencinin bireysel anlamda zamanı daha iyi yönetmesini sağlar. Bununla birlikte, iyi yönlendirilmemiş bireysel etkinlikler, büyük zaman kayıplarına yol açabilir.
1.Bekleme Zamanı

Bekleme zamanı, öğretmenin sorusuna öğrencinin verdiği cevap için beklenen süreyi ifade etmektedir. Genel kural, öğrencinin daha iyi cevap verebilmesi için, bekleme süresinin uzun olması gerekir.8

Bekleme zamanının önemi, öğretimsel zamanın içinde olmasından kaynaklanmaktadır. Bazı öğretmenler, sordukları bir soru üzerinde ısrarla dururlar ve öğrencilerin hızlı cevap vermesini isterler. Bu durumda, öğretmen, öğrencilerin saçma cevap vermelerine yardımcı olur. Genellikle öğrenciler gerilime girdikleri zaman, cevap vermekten kaçınırlar, öğretmenin sürekli gözünü dikip bakmasında rahatsız olurlar. Bunun sonucunda, bir dalganın yayılması gibi, sınıftaki öğrenciler de saçma cevapları tekrar ederler.9

Beklenme süresinin kısa olması hiçbir öğrenciye fayda sağlanmaz. Bekleme süresinin çok uzun olması da zaman kaybına yol açar. Bekleme süresinin uygunluğu nasıl olmalıdır? En uygun bekleme süresi nedir? Bu konuda çalışan bilim adamları, bekleme süresinin 3 ile 10 saniye arasında olması gerektiğini ileri sürmektedirler.10
2.Ders İçeriğinin Güçlülüğü

Öğrenme için ihtiyaç duyulan zaman, kolay ve zor ders içeriği arasındaki farklılığı belirlemeye yardımcı olmaktadır. Ders içeriğinin zorluğu, daha fazla zaman kullanmayı gerektirmektedir. Ders içeriğinin güçlülüğü, aynı zamanda hızlı öğrenen öğrenciler arasında da bir sorun oluşturabilir. Hızlı öğrenen öğrenciler daha az bir süreye ihtiyaç duyarken; yavaş öğrenen öğrenciler daha fazla süreye ihtiyaç duyabilir.

Öğretmenin zamanı iyi yönetmesi, derslerin güçlük ve kolaylık derecesini iyi belirlemesine bağlıdır. Bir dersin konuları arasında eşit bir süre paylaşımı mantıklı değildir. Örneğin, bir öğretmenin dört işlemi anlatırken harcayacağı süre, bayağı kesirleri işlerken harcayacağı süreden farlı olacaktır. Öğretmen, öğrenilmesi kolay olan konuları işlerken, daha az zaman ayırmalı, buna karşılık öğrenilmesi daha güç olan konulara fazla zaman ayırmalıdır. Bununla birlikte, öğretim için ayrılan zamanı ağır öğrenen öğrencilere göre düzenlemesi, zaman yönetimi açısından kıt bir kaynak olan zamanın kötü kullanımına yol açar. Öte yandan, öğretmenin öğretim için ayrılan zamanı, hızlı öğrencilere göre ayarlaması, sınıftaki öğrenmenin istenen düzeyde gerçekleşmesini engeller.
3.Dersten Kopma

Genellikle geleneksel öğretim yaklaşımı, ciddi bir sorun oluşturabilmekte ve öğrenciyi dersten koparabilmektedir. Bu durumda, öğretmen, şunlara açıklık getirmelidir:

1.Ders süresince, işleyeceğiniz konuya ilişkin öğretim planınızı öğrenciye açıklayınız.
2.Ders süresince, öğretmen ve öğrencinin sorumluluğunu açıkça belirleyiniz.
3.Derste başarılı olabilmek için öğrencinin göstermesi gereken becerileri açıklayınız.
4.Derste başarıya ulaşmanın farklı yollarını açıklayınız. 11
4.Geçişler

Geçişler, öğrencilerin bir dersten diğer bir derse geçerken, öğretimsel olmayan zamanı ifade eder. Geleneksel sınıf yönetiminde, geçişler düzensizdir ve zaman tüketmeye yöneliktir. Geçiş dönemlerinde sınıf çok iyi organize edilmediğinden, karışık olabilir. Bu durumda, öğrenciler, sınıf içerisinde gezebilir, birbirlerine vurabilir ve ortalığı karıştırabilirler. Bu süre içinde, öğretmen, düzeni sağlayabilmek için öğrencilere bağırır. İlköğretim okullarında yapılan bir çalışmada her gün derslerde otuz bir büyük geçiş yapılmakta ve öğretimsel zamanın %15’i her gün geçişler yüzünden boşa harcanmaktadır.12 Bu durum öğretime ayrılan zaman için önemli bir kayıptır.
5.Geçiş Zamanını Azaltma

Sınıfta, zaman yönetimi açısından geçişler, önemli bir kayıp olarak görülmektedir. Geçiş zamanında, öğretmenin şunları yapması gerekir:

1.Geçiş sürecinde,öğrenciler için bir ön düzen oluşturmak ve geçiş sürecine hazırlamak. Örneğin öğrencilerin yeni konu için kitap ve defterlerini çıkarmaları ve kitapta işlenecek konuyu açmaları istenebilir.
2.İşlenecek konuyla ilgili yardımcı ders materyalleri hazırlamaları istenebilir.
3.Geçiş zamanının iyi düzenlenmesi. Bir konudan diğer bir konuya geçerken, geçişlerin pürüzsüz olması gerekir. Bir etkinlikten diğer bir etkinliğe geçerken, konular arasında bir bütünlük sağlanmalıdır.

Geleneksel sınıf yönetiminde, öğretmen, boş zamanı iyi düzenleyemediği için, etkinlikleri birbirine karıştırmakta ve buna bağlı olarak yeni bir konuya geçerken, daha yavaş ve belirsiz hareket etmektedir. Buna karşılık, bir dersin başlangıcında ve bitiminde yapılması gereken etkinliklerin açıkça ortaya konması, öğrenciler açısından da önem taşımaktadır. Kounin, zamanlama ve uygun geçişin etkili bir geçişi ifade ettiğini vurgulamaktadır.13 Öğrenciler, ne zaman kendilerini öğrenmeye hazır hissetmektedirler? Bazen, öğrencilerin tamamen susmasını bekleriz. Bazen, herkesin konuşmasıyla sınıfta gürültü olduğunu görürüz. Bazen öğrenci neşeli olur; bazen, yaptığı davranışın yanlış olduğunu söyleriz. Öğrencilerin, öğrenme sürecinde yaptıkları davranışlara ilişkin bu liste uzatılabilir. Geleneksel öğretimde, öğretilebilir zaman vardır. Etkili öğretim yaklaşımında ise öğretilebilir zaman, planlı olarak oluşturulur.14
6.Derse Başlama

Zaman yönetimi açısından, derse iyi başlamak etkili, bir yoldur. Klasik sınıf yönetimi yaklaşımında, öğretmenler, derse etkili bir giriş yapamamaktadır. Bazı öğretmenler ders başlamadan önce öğrencilerin dikkatini çekmekte, öğretmenlerin bir kısmı öğrencilerin ders kitabı ve diğer eğitim materyallerini hazır hale getirmelerini istemekte ve kimi öğretmenler de sınıf ortamında öğrencilerin düzenli oturmalarını sağlayarak derse giriş yapmaktadır. Bazı öğretmenler ise derse başlamadan önce, öğrencilere uymak zorunda oldukları uzun bir kurallar listesi sunmaktadır. Burada önemli bir nokta ve öğretmenler tarafından verilmek istenen bir mesaj var: Dersi öğrenmeden daha çok, öğretmen önemlidir. Sonuçta ne ortaya çıkıyor? Öğretmen derse başlamaya karar verinceye kadar, hiçbir şey önemli değildir.

Zamanı iyi kullanmaya çalışan öğretmenler, düzenle fazla uğraşmazlar, öğrencilere bağırmazlar, dikkatlidirler ve derse doğrudan başlayabilirler. Bu gruptaki öğretmenler, dersin amaçlarını açıkça ortaya koyarlar ve öğrencilerin dikkatini doğrudan dersin içeriğine odaklarlar. Öğrenciler, daha bilinçlidirler. Çünkü öğrenciler öğretim zamanı içinde, derse başlama zamanının çok önemli olduğunu bilirler.15

Derse hazırlıklı gelmeyen ve öğretime iyi motive olmayan öğretmen, şaşkın bir şekilde sınıfa girecektir. Hatta bazı öğretmenler, geçen hafta anlattığı konuyu hatırlamamakta ve bu konuda öğrencilerden yardım istemektedir. Bu durum, öğretmeni öğrencilerin gözünde küçültmektedir. Öğrenciler, doğal olarak “Bu öğretmen geçen hafta ne anlattığını bile bilmemektedir” yargısına taşıyacaktır.

Derse başlangıç, öğretim zamanının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Başlangıç zamanı, öğretim zamanının küçük bir kısmını oluşturmakla birlikte, öğrenci motivasyonu dikkatin derse odaklanması ve ders amaçlarının açıklanması açısından büyük önem taşımaktadır. Kötü bir başlangıç, olumsuz bir öğrenme iklimi oluşturur. Kötü bir derse giriş, ciddi zaman kayıplarına da yol açabilir. Öğretmenin 3-5 dakika içinde derse girmesi gerekirken, düzeni sağlamaya çalışması 15-20 dakikalık bir zaman kaybı oluşturabilir. Kötü bir başlangıç, dalga etkisi gibi sadece birkaç öğrenciyi değil, bütün bir sınıfı olumsuz yönde etkileyebilir.
Düdük çalan bir bekçinin, gece yarısı parktaki insanları uyarması gibi, öğretmen de sözel mesajlarla öğrencileri uyarıp derse geçiş yapabilir.

Öğrencilerde, dışsal denetim yerine içsel denetim sağlanırsa, öğretimsel zamanı yönetme konusunda, önemli bir sorun ortaya çıkmaz. Özdenetimli öğrenciler, kendilerini zihinsel ve ruhsal olarak derse hazır hissederler. Hatta özdenetim, öğrencilerin kendiliğinden öğretim zamanını etkili kullanabilmeleri için hazırlıklı olmalarını sağlar. Başka bir ifadeyle, özdenetimli öğrenciler, öğretmenin güdümünden çok, kendiliğinden derse başlayacaklardır. Sınıf yönetimi açısından önemli olan nokta, dışsal denetimden çok özdenetimi benimsemiş öğrenciler yetiştirerek, öğrencilerin kendiliğinden derse başlayabilmelerini sağlamaktadır

Öğretmenin Kişisel Zaman Yönetimi

Düzenlilik: Kurallı olmayı,bir işi yapmanın bir yoluna alışkanlığı,böylece öğrenilene odaklanmayı getirir.

Değişkenlik: Öğrencinin dikkatini çeker,birörnekliğin sıkıcılığından kurtarır,merak-ilgi uyandırır, yeni öğrenme yolları, ilişkileri verir.3 İlişki düzeni politikası, sınıf düzeninin tehlikede, çalışma alışkanlıklarının henüz yerleşmemiş olduğu durumlarda düzenliliğe; ortamın yumuşak, öğrencilerin bilgili ve hazır olduğu durumlarda değişkenliğe kayabilir bir esneklikte seçilmelidir. Her durumda sınıf etkinliklerinde hem kararlılık, hem değişkenlik yer almalı, bunların dengesinin değişmesinde yukarıda sayılan durumlardaki farklılıklar gözetilmelidir.

Düzenlilikten ayrılma, amaçlardan, kaynak kullanımında akılcılıktan uzaklaşmayı; değişkenlikten ayrılma, öğrenci yaratıcılığından ve girişimci amaçlardan yararlanamamayı getirir.4 Sınıftaki ilişki yapısı ve sınıfın sosyal ortamı oluşturulurken,değişik örgütsel örneklemeler kullanılabilir. Bunlar, görev yönelimli ve yarışma yönelimli olarak gruplanabileceği gibi, ‘işbirlikçi ‘, ‘yarışmacı’ , ‘bireysel’ olarak da gruplanabilir.

İşbirlikçi öğrenme tipindeki örgütlenişlerde, öğretim dikkatle düzenlenip planlanmışsa, öğrenciler sonuçtan sorumlu tutulmuşsa, iyi bir grup ödül sistemi kurulmuşsa, başarı olumlu etkilenmektedir.5 Öğrenciler, bu öğrenme gruplarında, sorun – konu üzerinde birlikte çalışırlar, yeterlilik düzeyi ne olursa olsun, herkes etkinlikler katılır, ortak amaçlar doğrultusunda küçük gruplar halinde yardımlaşarak öğrenilir. İşbirlikçi öğrenmede öğrenciler grubun amaç ve işlerini belirlemede, değişik çözümleri değerlendirmede öğretmen tarafından cesaretlendirilir. Bu örgütlenme biçiminde, sınıf çalışmaları düzensizliğe kayabilir, ama öğrencilerin sosyal becerileri, yaratıcılığı, karar verme güçleri gelişir.

Yarışmacı öğrenme tipindeki örgütleniş, bireysel başarı ve yetkinliği vurgular, diğer öğrencilerle karşılaştırıcı bir değerlendirme sistemi kullanır, işbirlikçi öğrenmede, değerlendirme ölçütü amaçlar iken, yarışmacıda bu diğer öğrencilere yönelir.6 Yarışma güvensizlik yaratır, oysa insanın başkalarına, özellikle de arkadaşlarına güvenme gereksinimi vardır. Yarışmacı ortam çoğu zaman ancak üst yetenek düzeyindeki birkaç öğrenciyi güdüler, bu yarışı kazanamayacağını gören çoğunluk yarıştan ve sınıf etkinliklerinden kopar. Yarışmacı düzende “bu işi kimler en önce yapacak” sözü yerine, “şu sürede, bu işin şu kadarını yapanlar şu ödülü alacak, yapmaya çalışmayanlar ise şu görevlerle karşılaşacak” demek, bu düzenin olumsuzluklarını azaltabilir.

Öğretmen, sınıf yapısını ve yönetim sistemini öğrencilerin açıkça anlamasını sağlamalıdır. Bu yapılmazsa, uygulamalar öğrencilere sıkıcı gelebilir, başarısızlıkla sonuçlanabilir. Bu durumlar da sınıf sorunlarının kaynağını oluşturur.

SINIFTA ZAMAN YÖNETİMİ

GİRİŞ

İnsan,yaşamını değişik etkinlikler içinde geçirir. İnsan yaşam çizgisi içinde öğrenimini görür; bir meslek sahibi olur, bir işte çalışır, evlenir, çocuklarını yetiştirir. Bu yaşam çizgisi, ölüme kadar devam eder. Zamanın etkili kullanımı, günümüzde önemli bir yönetim becerisi olarak görülmektedir. Bu yönetim becerisi, okul yöneticisi için olduğu kadar, öğretmen içinde büyük önem taşır.

Zaman, soyut bir kavramdır. Belli bir işi yapabilmek için ihtiyaç ,duyulan süre, zaman kavramı olarak tanınabilmektedir. Bir eylem ya da olay belli bir zaman dilimi içinde meydana gelmektedir. Zaman, arka arkaya meydana gelen olay ve olayların algılanmasıdır.1 Yaptığımız işi değerlendirirken, harcadığımız zamana bakarız. Bu işi ne kadar zamanda yapabiliyoruz. Zamanın ne olduğunu, üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler daha iyi bilmektedir. Üniversite öğrencisi için bir dakikada çözeceği matematik sorusu, onun için yaşamsal bir önem taşımaktadır.

İnsan, toprak, bina,araç ve para gibi zaman da temel bir kaynaktır. Ancak zaman kaynağının, diğer kaynaklardan farklı özellikleri vardır. Zaman, biriktirilemeyen ödünç alınamayan, kiralanamayan, çoğalamayan ve geri getirilemeyen eşsiz ve değerli bir kaynaktır.2

Zaman herkes için eşit dağıtılmıştır. Bir gün 86400 saniyedir. Her gün herkesin banka hesabına 86400 altın yatırılmaktadır. Herkes bu altını kendi isteğine göre kullanılmaktadır. Zaman kaynağı, insanlara eşit olarak dağıtılmıştır, ama insanlar bu kaynağı etkili bir şekilde kullanılmamaktadır. Bir öğretmenin işlerini erteleme gibi bir hastalığı varsa, öğretimsel etkinliklerin planlamada zorluk çekebilir. Zamanı boşa harcamayan ve zamandan etkili bir şekilde yararlanan öğretmen “zamanım yetmiyor”, “ders konularını yetiştiremiyorum”, “ders planı yapamıyorum” gibi şikayetlerde bulunmaz.