Öğretimsel Zamanın Yönetimi

Öğretmenin sınıf içi zamanını iki kısımda değerlendirmek mümkündür. Birincisi, eğitim öğretime hazırlık, sınıf kurallarını açıklama veya öğrencilere ilişkin duyuru yapma gibi eğitim öğretim faaliyetlerine destek olmak için ayrılan zamandır. İkincisi ise, eğitim öğretim faaliyetleri için ayrılan zamandır. Öğretmenin bu iki zaman dilimini iyi kullanması gerekir. Öğretmenin zaman yönetimi becerisi, sınıftaki öğretimsel zamanı yönetme becerisiyle sınırlı tutulmamalıdır. Kuşkusuz sınıfta zamanın iyi yönetilmesi, sınıf dışındaki bireysel zamanın etkili bir şekilde yönetilmesine bağlıdır. Özdisipline sahip olan öğretmen, kişisel zamanını iyi yönetirse, kendini geliştirmeye daha fazla zaman ayırabilir.

Sınıfta öğretmenden beklenen temel davranış, öğretimsel zamanın yönetilmesidir. Öğretimsel zamanın iyi yönetilmesi, hem öğretimin yönetimini hem de sınıf düzenini olumsuz yönde etkiler. Öğretmen, öğretimsel zamanı yönetirken dersi uygun zamanda bitirme yanında, öğrencilerin öğrenmesi için de gerekli zamanı ayırmak zorundadır. Yapılan araştırmalar sonucunda, öğretimsel zamanın yönetimi ile öğrenci başarısı arasında güçlü bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.5 Öğretimsel zaman ile öğrenme düzeyi arasında da güçlü bir ilişki bulunmuştur. Buna karşılık, yapılan araştırmalarda öğretimsel zamanın yönetiminde, ciddi sorunlar vardır.

Bir gün için öğretime ayrılan süre, ortalama 280 dakika üzerinden hesaplanmaktadır. Öğretimsel zamanın ortalama %23’ü öğretim dışı etkinliklere ayrılmaktadır. Yapılan bir araştırmada iyi yönetilen sınıflarda, öğretimsel zamanın %14’ü öğretim dışı etkinliklere ayrılırken, iyi yönetilmeyen sınıflarda, öğretimsel zamanın %30’u öğretim dışı etkinliklere ayrılmaktadır.6 Başka bir ifadeyle, öğretimsel zamanın iyi yönetilmediği sınıflarda, öğretmenler toplam 280 dakikanın 200 dakikadan daha azını öğretimsel etkinliklere ayırmaktadırlar.

Öğrencinin Öğrenme Zamanını Arttırmak İçin Kullanılan Stratejiler

1.Etkinlikleri düzenlemek

Fiziksel şiddet ve başarısızlıktan kaçınma

2.Geçiş zamanını en aza
indirmek

Öğrencileri geçiş süresi için hazırlamak, kuralları açık hale
getirmek (Geçiş zamanını açıklamak ve göstermek)

3.Öğrenciyi sorumlu tutmak

Açık bir iletişim sağlamak
Öğrencinin öğrenmesi için rehberlik yapmak
Geribildirim sağlamak

Öğrencinin öğrenme zamanını arttırmak için neler yapılabilir? Öğrencinin öğrenme zamanını arttırmak için stratejiler kullanılır. 7 Bu stratejiler, etkinliklerin düzenlemek, geçiş zamanını en aza indirmek ve öğrenciye sorumluluk vermek olmak üzere üç grupta incelenebilir. Öğretmen, öğretimsel zamanı yönetme sürecinde fiziksel şiddet kullanmaktan kaçınmalı, etkinlikler arasında geçişi iyi düzenlemelidir. Bunun yanında, öğrencilerle kurulacak etkili iletişim ve sağlanacak geribildirim öğretimsel zamanın artmasında yardımcı olabilir.

Her ders, öğretimsel zamanın %30’unu öğretim dışı etkinliklere ayıran öğretmen, öğrencilerin öğrenme zamanında çalmaktadır. Öğretimsel zamanın, her ders için 15-20 dakikasının öğretim dışı etkinliklerde kullanılması, bir zaman erozyonudur. Bu erozyonun telafi edilmesi mümkün değildir. Öğretmenin, öğretim dışı kullandığı zaman ne kadar fazlaysa, öğrencinin öğrenme zamanı da o ölçüde kısıtlanmaktadır.

Öğretim zamanının yönetiminde, öğretim etkinliklerinin açıklık derecesi önem taşır. Öğretmen, öğretim etkinliklerine ilişkin kuralları açıkça belirlendiği etkinliklerinin açıklığı, aynı zamanda bireysel yönelimli etkinliklerin düzenlenmesine de yardımcı olur. Bireysel öğrenme etkinliklerinin belirgin olarak ortaya konması, öğrencinin bireysel anlamda zamanı daha iyi yönetmesini sağlar. Bununla birlikte, iyi yönlendirilmemiş bireysel etkinlikler, büyük zaman kayıplarına yol açabilir.
1.Bekleme Zamanı

Bekleme zamanı, öğretmenin sorusuna öğrencinin verdiği cevap için beklenen süreyi ifade etmektedir. Genel kural, öğrencinin daha iyi cevap verebilmesi için, bekleme süresinin uzun olması gerekir.8

Bekleme zamanının önemi, öğretimsel zamanın içinde olmasından kaynaklanmaktadır. Bazı öğretmenler, sordukları bir soru üzerinde ısrarla dururlar ve öğrencilerin hızlı cevap vermesini isterler. Bu durumda, öğretmen, öğrencilerin saçma cevap vermelerine yardımcı olur. Genellikle öğrenciler gerilime girdikleri zaman, cevap vermekten kaçınırlar, öğretmenin sürekli gözünü dikip bakmasında rahatsız olurlar. Bunun sonucunda, bir dalganın yayılması gibi, sınıftaki öğrenciler de saçma cevapları tekrar ederler.9

Beklenme süresinin kısa olması hiçbir öğrenciye fayda sağlanmaz. Bekleme süresinin çok uzun olması da zaman kaybına yol açar. Bekleme süresinin uygunluğu nasıl olmalıdır? En uygun bekleme süresi nedir? Bu konuda çalışan bilim adamları, bekleme süresinin 3 ile 10 saniye arasında olması gerektiğini ileri sürmektedirler.10
2.Ders İçeriğinin Güçlülüğü

Öğrenme için ihtiyaç duyulan zaman, kolay ve zor ders içeriği arasındaki farklılığı belirlemeye yardımcı olmaktadır. Ders içeriğinin zorluğu, daha fazla zaman kullanmayı gerektirmektedir. Ders içeriğinin güçlülüğü, aynı zamanda hızlı öğrenen öğrenciler arasında da bir sorun oluşturabilir. Hızlı öğrenen öğrenciler daha az bir süreye ihtiyaç duyarken; yavaş öğrenen öğrenciler daha fazla süreye ihtiyaç duyabilir.

Öğretmenin zamanı iyi yönetmesi, derslerin güçlük ve kolaylık derecesini iyi belirlemesine bağlıdır. Bir dersin konuları arasında eşit bir süre paylaşımı mantıklı değildir. Örneğin, bir öğretmenin dört işlemi anlatırken harcayacağı süre, bayağı kesirleri işlerken harcayacağı süreden farlı olacaktır. Öğretmen, öğrenilmesi kolay olan konuları işlerken, daha az zaman ayırmalı, buna karşılık öğrenilmesi daha güç olan konulara fazla zaman ayırmalıdır. Bununla birlikte, öğretim için ayrılan zamanı ağır öğrenen öğrencilere göre düzenlemesi, zaman yönetimi açısından kıt bir kaynak olan zamanın kötü kullanımına yol açar. Öte yandan, öğretmenin öğretim için ayrılan zamanı, hızlı öğrencilere göre ayarlaması, sınıftaki öğrenmenin istenen düzeyde gerçekleşmesini engeller.
3.Dersten Kopma

Genellikle geleneksel öğretim yaklaşımı, ciddi bir sorun oluşturabilmekte ve öğrenciyi dersten koparabilmektedir. Bu durumda, öğretmen, şunlara açıklık getirmelidir:

1.Ders süresince, işleyeceğiniz konuya ilişkin öğretim planınızı öğrenciye açıklayınız.
2.Ders süresince, öğretmen ve öğrencinin sorumluluğunu açıkça belirleyiniz.
3.Derste başarılı olabilmek için öğrencinin göstermesi gereken becerileri açıklayınız.
4.Derste başarıya ulaşmanın farklı yollarını açıklayınız. 11
4.Geçişler

Geçişler, öğrencilerin bir dersten diğer bir derse geçerken, öğretimsel olmayan zamanı ifade eder. Geleneksel sınıf yönetiminde, geçişler düzensizdir ve zaman tüketmeye yöneliktir. Geçiş dönemlerinde sınıf çok iyi organize edilmediğinden, karışık olabilir. Bu durumda, öğrenciler, sınıf içerisinde gezebilir, birbirlerine vurabilir ve ortalığı karıştırabilirler. Bu süre içinde, öğretmen, düzeni sağlayabilmek için öğrencilere bağırır. İlköğretim okullarında yapılan bir çalışmada her gün derslerde otuz bir büyük geçiş yapılmakta ve öğretimsel zamanın %15’i her gün geçişler yüzünden boşa harcanmaktadır.12 Bu durum öğretime ayrılan zaman için önemli bir kayıptır.
5.Geçiş Zamanını Azaltma

Sınıfta, zaman yönetimi açısından geçişler, önemli bir kayıp olarak görülmektedir. Geçiş zamanında, öğretmenin şunları yapması gerekir:

1.Geçiş sürecinde,öğrenciler için bir ön düzen oluşturmak ve geçiş sürecine hazırlamak. Örneğin öğrencilerin yeni konu için kitap ve defterlerini çıkarmaları ve kitapta işlenecek konuyu açmaları istenebilir.
2.İşlenecek konuyla ilgili yardımcı ders materyalleri hazırlamaları istenebilir.
3.Geçiş zamanının iyi düzenlenmesi. Bir konudan diğer bir konuya geçerken, geçişlerin pürüzsüz olması gerekir. Bir etkinlikten diğer bir etkinliğe geçerken, konular arasında bir bütünlük sağlanmalıdır.

Geleneksel sınıf yönetiminde, öğretmen, boş zamanı iyi düzenleyemediği için, etkinlikleri birbirine karıştırmakta ve buna bağlı olarak yeni bir konuya geçerken, daha yavaş ve belirsiz hareket etmektedir. Buna karşılık, bir dersin başlangıcında ve bitiminde yapılması gereken etkinliklerin açıkça ortaya konması, öğrenciler açısından da önem taşımaktadır. Kounin, zamanlama ve uygun geçişin etkili bir geçişi ifade ettiğini vurgulamaktadır.13 Öğrenciler, ne zaman kendilerini öğrenmeye hazır hissetmektedirler? Bazen, öğrencilerin tamamen susmasını bekleriz. Bazen, herkesin konuşmasıyla sınıfta gürültü olduğunu görürüz. Bazen öğrenci neşeli olur; bazen, yaptığı davranışın yanlış olduğunu söyleriz. Öğrencilerin, öğrenme sürecinde yaptıkları davranışlara ilişkin bu liste uzatılabilir. Geleneksel öğretimde, öğretilebilir zaman vardır. Etkili öğretim yaklaşımında ise öğretilebilir zaman, planlı olarak oluşturulur.14
6.Derse Başlama

Zaman yönetimi açısından, derse iyi başlamak etkili, bir yoldur. Klasik sınıf yönetimi yaklaşımında, öğretmenler, derse etkili bir giriş yapamamaktadır. Bazı öğretmenler ders başlamadan önce öğrencilerin dikkatini çekmekte, öğretmenlerin bir kısmı öğrencilerin ders kitabı ve diğer eğitim materyallerini hazır hale getirmelerini istemekte ve kimi öğretmenler de sınıf ortamında öğrencilerin düzenli oturmalarını sağlayarak derse giriş yapmaktadır. Bazı öğretmenler ise derse başlamadan önce, öğrencilere uymak zorunda oldukları uzun bir kurallar listesi sunmaktadır. Burada önemli bir nokta ve öğretmenler tarafından verilmek istenen bir mesaj var: Dersi öğrenmeden daha çok, öğretmen önemlidir. Sonuçta ne ortaya çıkıyor? Öğretmen derse başlamaya karar verinceye kadar, hiçbir şey önemli değildir.

Zamanı iyi kullanmaya çalışan öğretmenler, düzenle fazla uğraşmazlar, öğrencilere bağırmazlar, dikkatlidirler ve derse doğrudan başlayabilirler. Bu gruptaki öğretmenler, dersin amaçlarını açıkça ortaya koyarlar ve öğrencilerin dikkatini doğrudan dersin içeriğine odaklarlar. Öğrenciler, daha bilinçlidirler. Çünkü öğrenciler öğretim zamanı içinde, derse başlama zamanının çok önemli olduğunu bilirler.15

Derse hazırlıklı gelmeyen ve öğretime iyi motive olmayan öğretmen, şaşkın bir şekilde sınıfa girecektir. Hatta bazı öğretmenler, geçen hafta anlattığı konuyu hatırlamamakta ve bu konuda öğrencilerden yardım istemektedir. Bu durum, öğretmeni öğrencilerin gözünde küçültmektedir. Öğrenciler, doğal olarak “Bu öğretmen geçen hafta ne anlattığını bile bilmemektedir” yargısına taşıyacaktır.

Derse başlangıç, öğretim zamanının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Başlangıç zamanı, öğretim zamanının küçük bir kısmını oluşturmakla birlikte, öğrenci motivasyonu dikkatin derse odaklanması ve ders amaçlarının açıklanması açısından büyük önem taşımaktadır. Kötü bir başlangıç, olumsuz bir öğrenme iklimi oluşturur. Kötü bir derse giriş, ciddi zaman kayıplarına da yol açabilir. Öğretmenin 3-5 dakika içinde derse girmesi gerekirken, düzeni sağlamaya çalışması 15-20 dakikalık bir zaman kaybı oluşturabilir. Kötü bir başlangıç, dalga etkisi gibi sadece birkaç öğrenciyi değil, bütün bir sınıfı olumsuz yönde etkileyebilir.
Düdük çalan bir bekçinin, gece yarısı parktaki insanları uyarması gibi, öğretmen de sözel mesajlarla öğrencileri uyarıp derse geçiş yapabilir.

Öğrencilerde, dışsal denetim yerine içsel denetim sağlanırsa, öğretimsel zamanı yönetme konusunda, önemli bir sorun ortaya çıkmaz. Özdenetimli öğrenciler, kendilerini zihinsel ve ruhsal olarak derse hazır hissederler. Hatta özdenetim, öğrencilerin kendiliğinden öğretim zamanını etkili kullanabilmeleri için hazırlıklı olmalarını sağlar. Başka bir ifadeyle, özdenetimli öğrenciler, öğretmenin güdümünden çok, kendiliğinden derse başlayacaklardır. Sınıf yönetimi açısından önemli olan nokta, dışsal denetimden çok özdenetimi benimsemiş öğrenciler yetiştirerek, öğrencilerin kendiliğinden derse başlayabilmelerini sağlamaktadır