Fiziksel Ortamın Değişkenleri

Sınıftaki öğrencilerin sayısı, duvar ve eşya renkleri, ışık, ısı, temizlik, gürültü düzeyleri, görünüm, sınıftaki fiziksel ortamın ögeleri olarak sayılabilir.
Öğrenci Sayısı. Bir sınıfta şu kadar öğrenci olmalıdır demek gerçekçi olmaz. Bu sayının belirleyicilerinden biri, sınıfın düzeyidir, ilk yıllarda öğrenciler öğretmenin yardımına daha çok gereksinim duyarlar, ilgi çevreleri henüz dardır.

Bu nedenlerle ilk sınıflarda öğrenci sayısı az tutulmalı, gerekiyorsa smıf düzeyiyle birlikte yükseltilmelidir (Finn and Achilles, 1990: 574).
Öğrenci sayısının ikinci değişkeni ders ve konunun türü ile izlenen yöntemdir (Monk and Haller, 1993: 7). Örneğin okuma ve matematikte az öğrencili sınıflar yararlı bulunmuştur (Finn and Achilles, 1990: 557).

Fiziksel Ortamın Değişkenleri

1. Öğrenci Sayısı:

Bir sınıfta bulunması gereken ideal öğrenci sayısını vermek genellikle olanaklı değildir. Sınıftaki öğrenci sayısı; eğitim kurumunun niteliği, sınıf düzeyi, dersin niteliği gibi değişkenlere göre ayarlanmalıdır. Dersin ve konunun içeriği ile kullanılacak yöntem ve teknikler de öğrenci sayısını etkiler. Kalabalık sınıf ortamında öğrencinin sınıf kurallarına uyumu, öğrenmeye güdülenmesi, dikkatinin çekilmesi ve katılımının sağlanması ve öğretimin öğrenci merkezli olması güçtür. Kalabalık sınıf ortamlarında ortamın özelliklerine bağlı olarak, öğrencilerin sınıf içinde öğretmenlerle ve diğer öğrencilerle etkileşimi, öğretmenin öğrenciye ipucu, dönüt, düzeltme verme süreçleri ve sınıf kontrolü, kuralların uygulanması, ses ve havalandırma düzeninin sağlanması gibi sorunlar yaşanır. Kalabalık sınıf ortamının öğrenci başarısına olumsuz etkisi bulunmakla birlikte öğretmen alacağı önlemlerle bunu belirli ölçüde giderebilir. Örneğin; uygun bir yerleşim düzeninin sağlanması, konunun içeriğine göre öğretim yöntem, teknik, araç-gereç ve materyallerinin kullanılması gibi. Sınıftaki öğrenci sayısının başarıya etkisi ile ilgili yapılan araştırmaların bir çoğunda şu sonuçlar elde edilmiştir.12

Öğrenci sayısı az olan sınıflarda başarı yüksektir.
Bu başarının yüksek olması için sınıflardaki öğrenci sayısı sınıf başına 20’den çok olmamalıdır.
Öğrenci sayısı az olan sınıflar, özellikle ilköğretim basamağındaki okuma ve matematik derslerinde etkilidir.
Özellikle sosyo-ekonomik yönden yetersiz olan çocuklar daha iyi akademik başarı gösterirler.

Sınıftaki öğrenci sayısını az-çok ayrımı, çeşitli araştırmalarda farklı rakamlarla gösterilmiştir. Örneğin bazı araştırmacılar 16-20 kişilik bir sınıf için küçük, 26-30 kişilik için de büyük demiş, bulgularını buna göre yorumlayarak şu sonuçlara ulaşmıştır: Okuma başarısı açısından küçük ve büyük sınıflar arasında fark yoktur.13 Öğrenci sayısı ile başarısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur.14 Ayrıca, kapsamlı bir araştırmada 15 kişilik bir sınıftaki öğrenme, 23 kişilik sınıftakinden daha çok olmuştur.

2. Işık:

Sınıfta iyi bir ortam oluşturmak için belli başlı aydınlatma değişkenleri olarak ışık kaynağı, ışık düzeyi ve kontrast sayılabilir. Binanın mimarisi, sınıfın doğal ışık kaynağından azami derecede istifade edebilmesine imkan tanımalıdır. Doğal ışık kaynağının yeterli olmadığı durumlarda güneş ışığına en yakın aydınlatma tercih edilmelidir. Işık düzeyi öğrencilerin gözlerini yormayacak düzeyde ayarlanabilmelidir. Duvarlardaki boyanın ve sınıftaki diğer malzemelerin yansıtma oranlarına dikkat edilmelidir.16

Işık insan psikolojisi üzerinde etkili olan bir değişkendir. Sınıfta eğitim etkinliklerinin etkili ve rahat bir şekilde gerçekleşmesi için yeterli ışık, ışığın geliş yönü, ışığın rengi, yansıması gibi özellikler dikkate alınmalıdır. Aşırı ya da yetersiz ışık, ışığın yönü, yansıması ve rengi ilgiyi dağıtır, gözü yorar, zihnin gevşemesine ya da aşırı duyarlı hale gelmesine neden olur.17 Ayrıca öğretmen ve öğrencinin işini güçleştirir, hareketini azaltır ve gerginliğe neden olur. Sınıfta ışık doğrudan değil dolaylı gelmeli, doğal aydınlanma yolları kullanılmalıdır. Işık ve pencere düzeninin, güneşe ve mevsimlere göre değişebilir olması işleri kolaylaştırır. Sınıf ışığının birden çok düğme ile değiştirilebilmesi, güneş ışığı değişmelerine uyarlanma olanağı verir. Pencerelerin alanı, güneş ışığından yeterince yararlanmaya uygun olmalıdır.18

3. Isı:

Ortama uygun giyinen bir insan için gerekli oda ısısının yirmi derece dolayında olduğu söylenebilir. Sınıfın ısısı, mevsime, neme olduğu kadar, öğrencilere göre de değişir. Giyim ve sınıfın fiziksel koşulları, ısının etkisini değiştirir.19 Sınıf ısısının düzenlenmesi ısıtıcı ve soğutucularla yapılabileceği gibi, öğrenciler de ısı değişimleriyle tutarlı giysi seçimi yapabilmelidir. Isının aşırı yükselmesi, fiziksel rahatsızlıklara, ilginin dağılmasına, zihnin gevşemesine ve bunların neden olduğu yansımış sorunlara yol açmaktadır. Düşük ısı, çabaları ısınmaya yöneltmekte, zihnin odaklaşmasını güçleştirmektedir.

4. Renk:

Renkler öğrencinin fiziksel ve davranışsal durumunu etkilemektedir. Nefes alışımız, kan basına, nabız, kas etkinliği, renklerle değişebilmektedir. Renklerin dilinde açık mavi gevşetici ve rahatlatıcı, koyusu uyancı, kırmızı heyecan verici ve kışkırtıcı, gerilim yaratıcı, açık san ve portakal rengi uyana olarak görülmektedir. Bir araştırmada, basan ve tutum üzerinde fazla etkili bulunmamakla birlikte renkler, duygulan ve edimi etkileyebilmektedir.20

Sınıf için liseye kadar, sıcak renklerden san, pembe, şeftali rengi, lise ve sonrasında ise mavi ve mavi-yeşil tonlan önerilmektedir. 21 Renk yalnızca duvarlar için değil,eşyalar için de önemlidir. Renklerin hepsinin karışımı ile yapılan aydınlanma, yalnızca beyazla olandan daha olumlu davranışa yol açmıştır.22 Renkler, öğrenciye ve mekanların, araçların kullanılış amaçlarına göre de değiştirilmelidir.

Tablo 1: Renklerin Dili

Mavi: Huzuru temsil eder ve sakinleştirir.
Yeşil: Güven ve huzur verir, yaratıcılığı körükler.
Kırmızı: Mutluluğu temsil eder, canlandırır.
Pembe: Uyum, neşe ve sevgiyi temsil eder. Rahatlık hissi verir, dinlendirir.
Sarı: Mutluluğu ve geçiciliği temsil eder. Hüzün ve özlemin de rengidir. Dikkat çekiciliği de temsil eder.
Lacivert: Sonsuzluk, otorite ve verimliği temsil eder.
Kahverengi: Gerçekçiliği, plan ve sistemin rengidir. Canlılık ve hareketlilik hissi yaratır.
Beyaz: İstikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler.
Siyah: Haşmeti ve tutkuyu temsil eder. Bazıları için yas ve matemi simgeler.
Mor: İhtişam ve lüksün son basamağıdır. Nevrotik duyguları açığa çıkarır.

Tablo : Renklerin dili: www.geocities.com/burcubursevgi/renkler.html(2007)

5. Gürültü:

Rahatsız edici, işitmeyi engelleyici, dikkati dağıtıcı, fiziksel ve ruhsal sağlığı bozucu bir değişkendir. Sınıf dışından gelen gürültünün engellenmesi daha güçtür, bu iş okul yapımı sürecinde düşünülmelidir. Sınıf içinden kaynaklanan gürültüyü azaltmanın temel yolu, sınıf kurallarının, gürültüyü de içermesi, bu kurallara özenle uyulmasıdır. Gürültülü bir sınıfta, söyleneni işitemeyen öğrenci, öğretmene söylemekten de çekiniyorsa, eksik, yanlış anlayabilir. Gürültü nedeniyle öğretmenin söylenenleri yinelemek durumunda kalması, zamanın iyi kullanılmasını engeller. Gürültü var diye öğretmen sesini yükseltmemelidir. Bu gürültüyü daha da artırır. Kısa bir süre sessiz kalmak, varlığını hissettirici bir davranış yapmak veya söz söylemek, ara sıra rastlanan gürültülü durumlarda yararlı olabilir.
6.Görünüm :

Sınıf ölçülerinin uyumu, tavanın basık olmaması, duvarların boyalı,badanalı, eşya ve duvar renklerinin uyumlu, pencerelerin geniş, mobilyaların çekici olması, halı, perde çiçek, masa örtüleri, albenili bir sınıf ortamı yaratmalıdır. Öğrenci dersin biran önce bitmesini beklememeli, sınıfta rahat bir ev ortamı bulabilmeli, sınıfa okula isteyerek gelmelidir. Sınıfın görünümünde güzellik ve uyum, öğrencinin moral ve enerjisini artırır.23