Sınıfın ilişki düzeninin kurulmasına ilk günden başlanmalıdır. Sınıf düzeni oluşturmada ilk birkaç gün, kritik zamandır. Sınıf düzeni, öğretmen ve öğrencinin birbirini tanımaya başladığı “balayı” ve “deneme” döneminde kurulmalıdır. Bu dönemde öğrenciler, neyi yapıp neleri yapamayacakları konusunda öğretmeni denerler, daha kontrollü davranır, gerçek davranışlarını göstermezler.2 Öğretmen geleceğe ilişkin davranış tiplemesini ve öğrencilerden beklentilerini ilk günlerde kararlılıkla ortaya koymalıdır. Bu kararlılık, baskı veya anti demokratiklik değildir. Öğrencilerin kontrollü davranışları değişirse, onları yeniden kazanmak olanaksızlaşabilir. Öğretmen, ilk günlerin kontrollü davranışlarının sürmesi için, kararlılığını kullanmalıdır.
Kategori arşivi: Genel
Eğitim Planlarının Yönetimi
Uygun öğrenme düzenlemeleri yapılırsa herkes öğrenebilir, bu düzenekleri hazırlama işinin bir dilimi de planlamadır. Geleceği görme olanağı veren plân, kaynak dağılımı ve kullanımı konusunda geleceğin ne ölçüde görülmek istendiğine ilişkin seçenekler sunar. Planın, geleceği geniş açıdan ama ayrıntıya inmeden gören biçimi, eğitimde, yıllık plandır. Gelecekteki yaklaşık kırk dakikalık dilimi, her dakikası ile belirleyen, ders plânıdır. Bu ikisi arasında, ünite planı ile, ders planlarının birleşiminden oluşan günlük plan vardır.
Plan sözü, gelecekteki eylemler sıra dizininde belirlilik ve düzenlilik anlatır. Gelecekteki her değişim kestirilemeyeceğinden, planın, bu değişimleri eylemlere yansıtacak esneklikte olması gerekir. Öğrencilerin bir ön hazırlığı herhangi bir nedenle yapamadan sınıfa gelmeleri, öğretmenin hazırladığı bir düzeneğin, kendisinin veya başkasının hatası nedeniyle kullanılamaz hale gelmesi gibi nedenler, planların esnek hazırlanmasını gerektirir. Bu gibi durumlar için öğretmen, planlara ek çalışma etkinlikleri de koymalıdır.
Planların esnekliğinin başka bir yönü, bireysel yaratıcılıklara engel değil, destek olmasıdır. Bu gereklilik öğretmeni “açık uçlu plân” kavramına götürür: Etkinliklerin çerçevesi çizilmekle birlikte, bu çerçevenin her zaman açık bir kapısı bulunmalıdır. Beklenmedik durumların ve yaratıcı etkinliklerin ortaya çıkaracağı zaman kaymaları, ders sürecinin daha sonraki basamaklarında dengelenemezse daha sonraki ders veya gün planlarına yansıtılabilir. Yineleme yoluyla bir davranışın pekiştirilmesi için ayrılan zamanda, yineleme sayısı azaltılarak veya bazı yinelemeler ev ödevi şeklinde verilerek zaman dengesi kurulabilir. Uygun bir ortam düzeni, uygun yöntem ve araçlar, becerili bir öğretmen ile öğrenmeye ayrılan zaman kısaltılabilir.
Eğitimde bireysellik, bireysel planlamayı gerekli kılar. Öğrenci, bilgisayarı başında gerçekleştireceği etkinlikleri, öğretmen kılavuzluğunda planlayabilir veya önceden hazırlanmış öğrenme paketlerinin hangi kısımlarının izleneceği, hangi parçalarının atlanabileceği, öğretmen-öğrenci işbirliği ile planlanır. Grup etkinliklerinin planı da grup-öğretmen işbirliğiyle planlanır. Sınıfta seviye grupları oluşturulmuşsa, bunlar için ayrı planlar yapılmalıdır.
Ders planı bir mikro yönetim örneği olmalı, nelerin yapılacağı yanında, bunların nelerle nasıl yapılacağı da ayrıntısıyla belirlenmelidir. Çocuklar gerçek dünyayı, oyuncaklar, araçlar, yap-bozlar, masal, hayal, oyun yoluyla kurdukları mikro dünyalarla öğrenirler. Benzetme durumlarının hepsi birer mikro dünyadır. Gerçek dünyanın ilkeleri bu yolla öğrenilir. İyi bir ders planının olmayışı, sınıf içi etkinlikleri sıkıcı hale getirir, bu da öğrencileri dersten hattâ okuldan soğutup uzaklaştırabilir.
Plan yapmada , şu üç anahtar noktaya dikkat edilmesi önerilmektedir :
Sıra: İçeriğin mantıksal ve tutarlı bir düzen ile verilmesini anlatır. İçerikte öncelikler önce, bunlara gereksinim duyan parçalar sonra yer almalıdır. Böyle yapılmazsa mantıksal süreç bozulur, anlama engellenir, kaygı, şaşkınlık, ürküntü, dersten kopma yaşanır. Bunlar, diğer yönetsel sorunların da nedeni olurlar. Bir dersin anahtar bir öğesinin
atlanması bile sorun olur.Süreklilik: Öğrenmenin bütünlüğünden kaynaklanır. Her eğitsel etkinlik, geçmişte yapılanlardan yararlanmalı, onlarla tutarlı olmalı, gelecekte yapılacakları gözeterek, onlara hazırlık sağlamalıdır. Plan, önceki ve sonraki öğrenmeler gözetilip, onlarla bütünleşme sağlanacak şekilde yapılmalıdır. Planın öncesiyle ve sonrasıyla bağlantılı olması, öğrenmede sürekliliği sağlar, kopukluğu engeller.
Bütünlük: Bir derste kazanılanların, başka derslerdeki etkinlikler de kullanılmasıdır. Hayat bilgisi dersinde, sağlığımız konusunda kazanılanlar, beden eğitimi dersindeki davranışlarda, giyecekler konusu işlenirken sağlıklı giyimle ilgili olarak kullanılmalıdır.Resim dersinde, değişik hastalıklara yakalanmış insan görüntüleri çizilebilir.
Bir Ders Planı Nelerden Oluşur?
Hazırlık: Hedef ve davranışların, ilgi ve gereksinimlerin, kaynak kitapların, araç-gereçlerin, gezi ve gözlemlerin, sürenin, ders yerinin belirlenmesi, bunlar için, meslektaşlar, uzmanlar, yöneticiler, deneticilerle görüşülmesi yoluyla, öğretmenin, öğrencilerin, destek kişilerin, ortamın hazırlanmasını içerir.
Uygulama süreci: Giriş, kazanım ve kullanımı içerir. Girişte ilgi çekme, amaç ve beklentileri belirleme, önemi vurgulama, yöntemi açıklama, geçmiş ve gelecek etkinliklerle ilişkileri belirtme türü etkinlikler yer alır. Kazanım, işlem ve işlem basamaklarının uygulanması, örnekleme, özetleme, kazanımın kontrolü, uygulama yerlerini belirtip örnekleme türü etkinliklerden oluşur. Kullanım, öğrencinin kazanımı yaparak söyleyerek somuta yönelebilmesi, farklı durum konu ve derslerde bu kazanımdan yararlanabilmenin sergilendiği türdeki etkinliklerden oluşur.
Denetleme : Uygulama sonuçları ile hedef davranışlar karşılaştırılır, eksiklik tamamlanır, sapma ve yanlışlar düzeltilir, olanak varsa geliştirilir.
Pekiştirme : Hedef davranışların iyileştirilmesi ve alışkanlık haline getirilmesi için, bilginin yinelenmesi ve değişik durumlara uyarlanması çalışmalarını içerir. Bu çalışmaların bir kısmı öğrenciye ödev olarak verilebilir. Ödevin mutlaka evde yapılması gerekmez, birey ve grupça okulda da yapılır. Hedef davranışların gösterilebilmesinde arkadaş desteğine gereksinim olduğu durumlarda, okulda ve grupça ödev daha uygundur.
Küme çalışmalarının planlanması:
ilk aşama: Küme oluşturmak. Kümedekilerin, çalışacakları konu dilimine ilgileri, beceri düzeyleri gözetilmelidir. Hep çalışkan veya tembel, hep kız veya erkek, hep şu veya bu sosyal ve ekonomik düzeyden öğrenciler aynı kümeye konmamalıdır.
İkinci aşama: Kümelerin yapısının kurulmasıdır. Kümedeki görevler, bunları kimlerin yapacağı, kümedekilerin görev ilişkileri belirlenir, sonra uygun araçlar sağlanır. Kümelerin başkanı sözcüsü rapor yazıcıları hep aynı kişilerden oluşmamalıdır. Küme planına bağlı olarak öğrenciler birbirleriyle ve diğer kümedekilerle ilişki kurarlar. Böylece farklı özelliklerdeki öğrencilerin birbirlerinden yararlanıp üretken olarak temel becerilerinin geliştirilmesi sağlanabilir.Küme raporları sınıfta sunulur, tartışılır. Konu bütünü veya ünite, beceri çalışmalarıyla sonuçlandırılır. Bu çalışmalar, hedef davranışların öğrencilerce sergilendiği oyun, gösteri, sergi, sunu gibi etkinlikler olabilir. Bunları velilerin izleyebileceği, bakanlıkça da belirtilmiştir.41
Hedef davranışların gözlenmesinde, önceden kazanılmış olan hedef davranışların da gerektiğinde gözetilmesi, öğretmence denetlenmelidir. Önceden öğrendiği ve gösterdiği hedef davranışı, bir süre sonra, herhangi bir etkinlikte gerektiğinde gösteremeyen öğrenciler için öğretmen düzeltme ve geliştirmeyi, o andan yararlanarak hemen gerçekleştirmelidir. Planların bir de değerlendirme sütunu bulunur. Bu sütun, uygulama sonunda, daha sonraki uygulamalarda gerçekleştirilmesinin iyi olacağı veya olmayacağı düşünülen etkinlikler için notlar almada kullanılır, düzeltme ve geliştirme önerilerini içerir. Eğer herhangi bir planın bu sütununa bir şey yazılmasına gerek görülmemişse, veya yazılanlar küçük değişiklikleriçeriyorsa, yeni öğrencilerin özellikleri, ilgi ve gereksinimleri için küçük düzeltmeler yetiyorsa, o planın yeni ders dönemi için yeniden yazılmasına gerek yoktur. Değerlendirme dilimine yapılacak küçük eklerle aynı plan yeniden kullanılabilir.
Planların bir bölümü de araç-gereçlere ilişkindir. Çok sayıda araç gereç,öğretmenin öğretim ve yönetim yeterliğini doğrudan etkiler, uygulama olanağı verir, zaman kazandırır. Bir grup araçlarla uygulama yaparken, öğretmen diğerleriyle çalışabilir. Araçlar deneyime olanak verir, deneyimsiz öğrenme etkili olamaz. Teknolojisi, zengin sınıflarda öğretmenin rolü, sınıf düzeni, uygulamalar değişecektir.
Bilgisayarlar öğretim süresini kısaltır, öğrenci merkezli, bireysel öğretim olanağı verir, görsel mikro dünyalar oluşturur, başkalarına gereksinimi azaltır, öğrencileri, öğrenmede daha çok sorumluluk almaya yöneltir. Sınıfta kullanılacak her tür bilgi, bilgisayara yüklenip kolayca güncelleştirilebilir. Bilgisayarlar, yaratıcı ve çözümleyici-birleştirici hedef davranışların oluşmasını sağlayabilir.
Ders planının değerlendirilmesindeki sorular şöyle sıralanabilir: Amaçlar açıkça belli ve davranış olarak yazılmış mı, plan sürecin basamaklarını içeriyor mu, öğrenilenlerin transferi düşünülmüş mü, denetim süreci ayrıntılanmış mı, konunun diğer bölümleriyle ilişki kurulmuş mu, zaman-araç-kişi kullanımı amaçlara uygun mu…? Planın ödev dilimi, yaş, bilgi, ilgi, olanaklar gözetilerek düzenlenmelidir. “Şunları yapın, şunları getirin” demeden önce, öğretmen, çocukların o bilgi ile onları yapıp yapamayacağını, istediklerini getirme olanağı bulup bulamayacağını düşünmelidir.42
Amaç, Plan – Program İlişkileri
Öğretmen, her öğretim dönemi öncesinde, o süre içinde yapması gereken işleri planlar. Bunlar, okul yönetimince yapılacak işlerle uyuşum içinde olmalıdır, aksi halde öğretmen çabaları olumsuz etkilenebilir. Bir araştırmada, zaman ve ders programlan ile yetkeci yönetim, öğretmeni etkileyen kurumsal değişkenler arasında görülmüştür. Zamanın nasıl kullanıldığı ile başarı arasında doğrudan ilişki vardır.Plan yapma, eğitim ortamı düzenleme, küçük grup oluşturma, eğitimde başarıyı artıran etkenler olarak bulunmuştur. Sınıf düzeni de öncelikle programın gücüne, sürekliliğine bağlı görülmektedir.Aynı sınıf düzeyinde öğretmenlik yapan veya aynı dersi okutan diğer öğretmenlerle iletişim ve işbirliği de planlanmalıdır. Ayrıca bu öğretmenler, öğretim dönemi öncesinde bir araya gelmeli, sınıf düzeninden günlük plana kadar bütün hazırlıkları birlikte yapmalıdır.
Bu birliktelik, görüş alış verişi, kaynak dağılımının sağlanması, olanakların ortak kullanımının belirlenmesi, hedeflerden araçlara ders planlarının yapımında işbirliği noktalarında yoğunlaşmalıdır. Bu işbirliğinde birörnekliğe, katı sınırlamalara fazla yer verilmemelidir, çünkü sınıfların düzeyi aynı da olsa, öğrenciler arasında bireysel farklar vardır. Her sınıf ve sınıf içindeki gruplar, farklı projeler planlayıp uygulayabilmelidir. Öğrenci başarısı ile öğretmenin davranışı arasındaki ilişki karşılıklıdır. Bir davranışlar listesi olarak tanımlanabilecek olan plan, öğretmen ve öğrenci davranışlarının ortak değişkenidir.38 İnsana, göstermesi gereken davranışları kazandırma, göstermemesi gerekenleri değiştirme olarak tanımlanabilecek olan eğitim sürecinde, gerekenin ne olduğu, yasa ile belirlenmiştir (METK). Okulların kuruluş gerekçesi, bu yasada belirtilen özelliklere sahip bireyler yetiştirmektir.Bu özellikler grubunun adı “Türk Milli Eğitiminin Amaçlar” dır. Eğitim bakanlığı, okullar, yöneticiler, öğretmenler,dersler, programlar, bunlar için ayrılan kaynakların hepsi, bu “amaçları gerçekleştirmenin” araçları”dır.
Her sınıf öğretmeni, okutacağı sınıfın derslerinin, her ders öğretmeni,okutacağı dersin amaçlarını gerçekleştirmeye çalışmakla görevlidir. Bu derslerin amaçlan, bakanlıkça belirlenen ders programlarının başında yazılıdır.Öğretmenden beklenen, bu amaçlan, amaçlar sıra dizinindeki üst amaçlara da uygun olacak şekilde gerçekleştirmesi, öğrencilerini, bu amaçlarda belirlenen şekilde davranın insanlar olarak yetiştirmesidir. Her dersin, o okul için genel, o sınıf düzeyi için özel amaçları programlarda belirlenmiştir.39 Yine de bunların,sınıf düzeyinin ve öğrencinin özelliklerine göre ulaşılabilecek düzeyleri öğretmence belirlenmelidir. Programda yer alan bazı ünite ve konular için, bakanlıkça, hedefler ve hedef davranışlar da yazılmış, örnek hedefler alınarak bunlar için örnek eylem planlan yapılmıştır.40 Bunların hepsi, öğretmen için örnektir, değiştirilip geliştirilebilir.
Eğitim amaçlarının, hedeflerinin, hedef davranışlarının belirlenmesinden sonra sıra, bu davranışları kazandırmanın ana araçlarından biri olan, program içeriğinin belirlenip düzenlenmesine gelir. Eğitim Bakanlığı, bunların uygulama esaslarını, öğretmenlerin esneklik sınırlarını belirlemiştir, ilkokullar için bu belirlemenin dikkati çekici yanlan olarak şunlar alınabilir:
1 – Her öğrenci, gücünün yettiği oranda yetiştirilmelidir. Öğrencinin ilgi ve gereksinimleri gözetilmeli,öğretmen, onun gelişebileceği kadar ilerlemesine yardım etmelidir. Bu, program içeriğinin hazırlanmasında, çocuğa göre olma esnekliğinin gözetilmesi demektir.
2 – Gereksiz bilgi vermek yerine, eğitsel amaçlara uygun davranış kazandırmak esas alınmalıdır. Bunun için de, çok konu ve bilgi yerine az konu ve bilgi, parça parça bilgiler yerine birbirleriyle ve gerçek yaşamla ilişkilendirilmiş bilgi, zihinde saklanmaya değil kullanılmaya dönük bilgi yeğlenmelidir.
3 – Bütün sınıflarda başlama noktası olarak yakın çevre alınmalı, yakın çevrenin tanınması ve geliştirilmesinden yola çıkılmalıdır. Okulun bir görevi de yakın çevresini geliştirmektir.
4 – Bakanlığın hazırladığı, ülkenin her yöresi için genel bir “çerçeve” programdır. Çevrenin ve sınıftaki öğrenci düzeyinin gerektireceği ekleme ve çıkarmalar, öğretmen ve öğrenciye bırakılmıştır.
5 – Ünitelere, konulara ve bunların programdaki sırasına aynen uyma zorunluluğu yoktur. Programdan, gereksiz dolgu öğelerinin çıkarılması, hem amaca hizmet eden konulara ağırlık vermeyi kolaylaştıracak, hem de gereksiz konular nedeniyle programın dönem sonunda bitirilememesi, sıkıştırılması sorununu ortadan kaldıracaktır.
İyi bir program esnek olmalı, gerektiğinde birden fazla sınıfın katılabileceği ortak projeler yoluyla,öğrenilenlerin uygulanmasına hizmet etmeli, öğrenci merkezli, dar ama zengin olmalıdır.Bir ders programının değerlendirilmesinde, şu sorulara yanıt aranması önerilmektedir:
-
Öğrenciyi çalışmaya isteklendiriyor mu, birlikte çalışmayı içeriyor mu,
-
Bağımsız çalışmalara yer vermiş mi,araçlar yeterli ve uygun mu,
-
Öğrencinin ön hazırlıklarını içeriyor mu, öğretmenin ön hazırlığı yeterli mi,
-
Öğrenilecekler uygulamaya dönük mü, uygun bir mantıksal sıra izlenmiş mi, etkinliklerin planlanışı uygun mu?
PLAN PROGRAM HAZIRLIKLARI
Plan, program, gelecekte nelerin nasıl yapılacağını, hangi kaynakların nasıl kullanılacağını gösteren bir araçtır. Bu yönüyle plan ve program geleceğin bugünden görülmesini sağlar. Bu çok önemli bir yarardır. Olacakları daha onlar olmadan bilmek, onlara karşı hazırlık yapmamıza fırsat verir, sürprizleri, bilinmeyenleri azaltır, sorunları, sıkıntıları önler. Bir işin plan ve programı yapılmışsa, o iş büyük ölçüde bitirilmiş, geriye sadece belirlenenlerin yapılması, yani uygulanması kalmıştır. İşlerin asıl zor kısmı, plan ve programının yapılmasıdır. Hedeflerin belirlenmesi, kaynakların sağlanması, hedeflerle kaynaklar arasındaki ilişkilerin kurgulanması, plan ve program yapma işidir. Plan ve program kaynakları ekonomikleştirir, hedeflere götürücüdür, geleceğe bilinçle hazırlanma fırsatı verir,eksiklikleri, gereksenenleri önceden gösterir, hedeflere ulaşma zamanı ve düzeyi hakkında uygulama öncesinde bilgi sağlar. Bu nedenlerle, eğitsel etkinlikler ciddi ve titiz bir plan gerektirir.
Bir eğitim planının ön değerlendirilmesinde şu sorulara yanıt aranmalıdır:
1. Öğretmenin bir planı var mı?
2. Bu plan eğitsel hedeflere götürücü müdür?
3. Öğretmen bu planı uygulayarak eğitsel hedeflere ulaşabiliyor mudur?37
Fiziksel Ortamın Düzenlenmesi
Sınıf, ustaca düzenlenmiş bir çevre olmalıdır, çünkü, davranışı değiştirmenin çok etkili bir yolu, çevreyi değiştirmektir. Eğitimde yeni teknolojiler, öğrenme çevresine yenilikler getirir. Geleceğin,yüksek teknolojili, öğrenmelerin çoğunda bireysel, sosyal ve zihinsel gelişim için toplu öğrenme olanakları sağlayan öğrenme ortamları, şimdiden gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır.24
Şöyle bir sınıf ortamı şimdiden görülebilmelidir. Sınıfta birkaç öğrenme etkinliği için mekanlar oluşturulmuş, her grup farklı bir araçla çalışıyor, birbirinden yararlanabiliyor, birbirini izleyebiliyor, kameralar çalışmaları, konuşmaları kaydediyor, bu görüntüleri tüm grup izleyebiliyor. Bilgisayarlarla, öğrencilerin bilgi ve becerileri sürekli olarak belirleniyor, bunların gösterdiği gereksinimlere göre öğrenim durumu ayarlanabiliyor. Duvarlara kapalı değil, dünyaya açık bir okul.25 Bunlar için fiziksel olanaklar kadar, olanakların uygun düzenlenmiş olmasına da gereksinim vardır.
Sınıf ortamı, işlevsel bir sanat ve güzellik alanı, öğrenme için güdü merkezi olmalı, öğrenci özelliklerine göre kolaylıklar sağlamalıdır. Uyarıcı ve çeşitlenmiş ortamda öğrenme daha iyi gerçekleşir. Yaratıcı bir eğitim için sınıfların geniş, esnek olması gerekir.26
1-Sınıf Yerleşim düzeni:
Öğrencilerin sınıf içindeki oturma biçimi, sıra ve masaların yerleşim durumu, sınıf içindeki öğretmen-öğrenci etkileşimini etkileyen en önemli faktördür. Öğretmen oturma düzenine göre öğrenciyle iletişim kurar. Öğretmen, öğrencilerin görme, işitme, boy ve derse karşı ilgi gibi değişkenleri dikkate alarak sınıf düzenini kurmaya çalışır.
Öğretmen sınıf düzenini kurmaya çalışırken bireysel farklılıkları da dikkate almak zorundadır. Birbirleriyle samimi olan öğrencilerin bir arada oturması onları derste istenmeyen davranışlara itebilir. Çok zıt kişilik özelliklerine sahip olan öğrenciler de yan yana grup halinde oturtulmamalıdır. Başarı ve ilgi düzeyi düşük olan ve derse yeterince aktif olarak katılmayan öğrenciler ön sıralara oturtulmalıdır.
Sınıf yerleşim düzeyi belirlenirken öğrencilerin de görüşü alınmalıdır. Sınıfın öğrenci sayısı, fiziki olanakları ve sınıf alanının durumuna göre değişik sınıf yerleşim düzenleri oluşturulabilir. Her bir sınıf düzeninin olumlu ve olumsuz yönleri olabilir. Oluşturulabilecek değişik sınıf yerleşim düzenleri şunlardır:27
1. Klasik düzen,
2. Bireysel düzen,
3. Tek grup düzeni,
4. Çok grup düzeni.
1. Klasik Yerleşim Düzeni:
En çok aşina olduğumuz, öğrencilerin arka arkaya oturduğu, öğrencilerin ancak önündekinin ensesini gördüğü oturma düzenidir. Öğretmen merkezli bir eğitim düzenidir. Öğretmen sınıftaki tek bilgi kaynağıdır. Öğretim bilginin öğretmen tarafından aktarılmasıyla gerçekleşir37. Bu düzen daha çok dinleme-not alma türü etkinlikler için uygundur. Alışılmış yerleşim biçiminin başlıca yararları şunlardır
Sınıfın küçük ve öğrenci sayısının fazla olduğu durumlarda etkilidir.
Tek öğretmen bulunduğu birleştirilmiş sınıflarda etkilidir.
Araç-gereç, kaynak eksikliğinin olduğu ya da bunlara çok fazla gereksinim duyulmayan ders içeriklerinin bulunduğu durumlarda kullanılabilir.
Etkileşimin daha çok öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleşmesine uyugundur.
klasik
Klasik yerleşim biçimi
2. Bireysel Yerleşim Düzeni:
Öğrencilerin sıralara veya masalara bağımlı olmadan, kendi başlarına kullanabildikleri tek kişilik masa ve sandalyelerle sağlanabilen oturma düzenidir.28 Bireysel yerleşim düzeni derin düşünmeyi kolaylaştırır, paket(modül) öğretime olanak sağlar.29 Bu düzende öğrenci masaları birbirine çapraz gelecek şekilde, çalışanların birbirinden rahatsız olamayacağı şekil gözetilerek konabilir.30
bireysel
Bireysel yerleşim biçimi
3.Tek Grup Yerleşim Düzeni:
Öğrencilerin birbirini gördüğü, iletişimi kolaylaştıran bir yapıdır. Tartışma ve görüş alışverişleri için uygundur31. Öğrencilerin tümüne söz alma, dinleme, konuşma, tartışma, vücut diliyle iletişim, herkesi her an görebilme fırsatı verir.32
Tek grup biçiminde yerleşimin başlıca yararları şunlardır:33
Masalar olmadan yalnızca sandalyeler kullanılarak çabuk ve kolaylıkla oluşturulabilir.
Grup tartışmaları için ideal bir yerleşim şeklidir.
Bir ders içinde birkaç defa kısa süreli tartışma grupları oluşturulduktan sonra eski haline kolaylıkla dönüştürülebilinir.
tektek1
Tek grup yerleşim biçimi
4.Çok Gruplu Yerleşim Biçimi:
Öğretim, öğretmen merkezli olmaktan çıkmıştır. Sınıf çok merkezli bir hal almıştır.34 Öğretmen nelerin yapılması gerektiğini uygulama ile gösterdikten sonra, öğrenciler işbirliği yaparak verilen çalışmayı yapar. Etkin labaratuar çalışmaları için uygun bir yerleşimdir.
Çok gruplu yerleşim biçiminin başlıca yararları şunlardır:35
Öğrenciler arası işbirliğine dayalı çalışma alışkanlıkları gelişir.
Yaparak-yaşayarak öğrenme stratejisi en etkili gerçekleştirilir.
Etkili ve verimli öğrenmeyi sağlar.
Bireysel ve toplu öğretim yapılmasını sağlar.
Öğrencilerin liderlik özelliklerini geliştirmesini sağlar.36
cok
Çok grup yerleşim biçimi
Fiziksel Ortamın Değişkenleri
1. Öğrenci Sayısı:
Bir sınıfta bulunması gereken ideal öğrenci sayısını vermek genellikle olanaklı değildir. Sınıftaki öğrenci sayısı; eğitim kurumunun niteliği, sınıf düzeyi, dersin niteliği gibi değişkenlere göre ayarlanmalıdır. Dersin ve konunun içeriği ile kullanılacak yöntem ve teknikler de öğrenci sayısını etkiler. Kalabalık sınıf ortamında öğrencinin sınıf kurallarına uyumu, öğrenmeye güdülenmesi, dikkatinin çekilmesi ve katılımının sağlanması ve öğretimin öğrenci merkezli olması güçtür. Kalabalık sınıf ortamlarında ortamın özelliklerine bağlı olarak, öğrencilerin sınıf içinde öğretmenlerle ve diğer öğrencilerle etkileşimi, öğretmenin öğrenciye ipucu, dönüt, düzeltme verme süreçleri ve sınıf kontrolü, kuralların uygulanması, ses ve havalandırma düzeninin sağlanması gibi sorunlar yaşanır. Kalabalık sınıf ortamının öğrenci başarısına olumsuz etkisi bulunmakla birlikte öğretmen alacağı önlemlerle bunu belirli ölçüde giderebilir. Örneğin; uygun bir yerleşim düzeninin sağlanması, konunun içeriğine göre öğretim yöntem, teknik, araç-gereç ve materyallerinin kullanılması gibi. Sınıftaki öğrenci sayısının başarıya etkisi ile ilgili yapılan araştırmaların bir çoğunda şu sonuçlar elde edilmiştir.12
Öğrenci sayısı az olan sınıflarda başarı yüksektir.
Bu başarının yüksek olması için sınıflardaki öğrenci sayısı sınıf başına 20den çok olmamalıdır.
Öğrenci sayısı az olan sınıflar, özellikle ilköğretim basamağındaki okuma ve matematik derslerinde etkilidir.
Özellikle sosyo-ekonomik yönden yetersiz olan çocuklar daha iyi akademik başarı gösterirler.
Sınıftaki öğrenci sayısını az-çok ayrımı, çeşitli araştırmalarda farklı rakamlarla gösterilmiştir. Örneğin bazı araştırmacılar 16-20 kişilik bir sınıf için küçük, 26-30 kişilik için de büyük demiş, bulgularını buna göre yorumlayarak şu sonuçlara ulaşmıştır: Okuma başarısı açısından küçük ve büyük sınıflar arasında fark yoktur.13 Öğrenci sayısı ile başarısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur.14 Ayrıca, kapsamlı bir araştırmada 15 kişilik bir sınıftaki öğrenme, 23 kişilik sınıftakinden daha çok olmuştur.
2. Işık:
Sınıfta iyi bir ortam oluşturmak için belli başlı aydınlatma değişkenleri olarak ışık kaynağı, ışık düzeyi ve kontrast sayılabilir. Binanın mimarisi, sınıfın doğal ışık kaynağından azami derecede istifade edebilmesine imkan tanımalıdır. Doğal ışık kaynağının yeterli olmadığı durumlarda güneş ışığına en yakın aydınlatma tercih edilmelidir. Işık düzeyi öğrencilerin gözlerini yormayacak düzeyde ayarlanabilmelidir. Duvarlardaki boyanın ve sınıftaki diğer malzemelerin yansıtma oranlarına dikkat edilmelidir.16
Işık insan psikolojisi üzerinde etkili olan bir değişkendir. Sınıfta eğitim etkinliklerinin etkili ve rahat bir şekilde gerçekleşmesi için yeterli ışık, ışığın geliş yönü, ışığın rengi, yansıması gibi özellikler dikkate alınmalıdır. Aşırı ya da yetersiz ışık, ışığın yönü, yansıması ve rengi ilgiyi dağıtır, gözü yorar, zihnin gevşemesine ya da aşırı duyarlı hale gelmesine neden olur.17 Ayrıca öğretmen ve öğrencinin işini güçleştirir, hareketini azaltır ve gerginliğe neden olur. Sınıfta ışık doğrudan değil dolaylı gelmeli, doğal aydınlanma yolları kullanılmalıdır. Işık ve pencere düzeninin, güneşe ve mevsimlere göre değişebilir olması işleri kolaylaştırır. Sınıf ışığının birden çok düğme ile değiştirilebilmesi, güneş ışığı değişmelerine uyarlanma olanağı verir. Pencerelerin alanı, güneş ışığından yeterince yararlanmaya uygun olmalıdır.18
3. Isı:
Ortama uygun giyinen bir insan için gerekli oda ısısının yirmi derece dolayında olduğu söylenebilir. Sınıfın ısısı, mevsime, neme olduğu kadar, öğrencilere göre de değişir. Giyim ve sınıfın fiziksel koşulları, ısının etkisini değiştirir.19 Sınıf ısısının düzenlenmesi ısıtıcı ve soğutucularla yapılabileceği gibi, öğrenciler de ısı değişimleriyle tutarlı giysi seçimi yapabilmelidir. Isının aşırı yükselmesi, fiziksel rahatsızlıklara, ilginin dağılmasına, zihnin gevşemesine ve bunların neden olduğu yansımış sorunlara yol açmaktadır. Düşük ısı, çabaları ısınmaya yöneltmekte, zihnin odaklaşmasını güçleştirmektedir.
4. Renk:
Renkler öğrencinin fiziksel ve davranışsal durumunu etkilemektedir. Nefes alışımız, kan basına, nabız, kas etkinliği, renklerle değişebilmektedir. Renklerin dilinde açık mavi gevşetici ve rahatlatıcı, koyusu uyancı, kırmızı heyecan verici ve kışkırtıcı, gerilim yaratıcı, açık san ve portakal rengi uyana olarak görülmektedir. Bir araştırmada, basan ve tutum üzerinde fazla etkili bulunmamakla birlikte renkler, duygulan ve edimi etkileyebilmektedir.20
Sınıf için liseye kadar, sıcak renklerden san, pembe, şeftali rengi, lise ve sonrasında ise mavi ve mavi-yeşil tonlan önerilmektedir. 21 Renk yalnızca duvarlar için değil,eşyalar için de önemlidir. Renklerin hepsinin karışımı ile yapılan aydınlanma, yalnızca beyazla olandan daha olumlu davranışa yol açmıştır.22 Renkler, öğrenciye ve mekanların, araçların kullanılış amaçlarına göre de değiştirilmelidir.
Tablo 1: Renklerin Dili
Mavi: Huzuru temsil eder ve sakinleştirir.
Yeşil: Güven ve huzur verir, yaratıcılığı körükler.
Kırmızı: Mutluluğu temsil eder, canlandırır.
Pembe: Uyum, neşe ve sevgiyi temsil eder. Rahatlık hissi verir, dinlendirir.
Sarı: Mutluluğu ve geçiciliği temsil eder. Hüzün ve özlemin de rengidir. Dikkat çekiciliği de temsil eder.
Lacivert: Sonsuzluk, otorite ve verimliği temsil eder.
Kahverengi: Gerçekçiliği, plan ve sistemin rengidir. Canlılık ve hareketlilik hissi yaratır.
Beyaz: İstikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler.
Siyah: Haşmeti ve tutkuyu temsil eder. Bazıları için yas ve matemi simgeler.
Mor: İhtişam ve lüksün son basamağıdır. Nevrotik duyguları açığa çıkarır.
Tablo : Renklerin dili: www.geocities.com/burcubursevgi/renkler.html(2007)
5. Gürültü:
Rahatsız edici, işitmeyi engelleyici, dikkati dağıtıcı, fiziksel ve ruhsal sağlığı bozucu bir değişkendir. Sınıf dışından gelen gürültünün engellenmesi daha güçtür, bu iş okul yapımı sürecinde düşünülmelidir. Sınıf içinden kaynaklanan gürültüyü azaltmanın temel yolu, sınıf kurallarının, gürültüyü de içermesi, bu kurallara özenle uyulmasıdır. Gürültülü bir sınıfta, söyleneni işitemeyen öğrenci, öğretmene söylemekten de çekiniyorsa, eksik, yanlış anlayabilir. Gürültü nedeniyle öğretmenin söylenenleri yinelemek durumunda kalması, zamanın iyi kullanılmasını engeller. Gürültü var diye öğretmen sesini yükseltmemelidir. Bu gürültüyü daha da artırır. Kısa bir süre sessiz kalmak, varlığını hissettirici bir davranış yapmak veya söz söylemek, ara sıra rastlanan gürültülü durumlarda yararlı olabilir.
6.Görünüm :
Sınıf ölçülerinin uyumu, tavanın basık olmaması, duvarların boyalı,badanalı, eşya ve duvar renklerinin uyumlu, pencerelerin geniş, mobilyaların çekici olması, halı, perde çiçek, masa örtüleri, albenili bir sınıf ortamı yaratmalıdır. Öğrenci dersin biran önce bitmesini beklememeli, sınıfta rahat bir ev ortamı bulabilmeli, sınıfa okula isteyerek gelmelidir. Sınıfın görünümünde güzellik ve uyum, öğrencinin moral ve enerjisini artırır.23
Fiziksel Ortamın Etkileri
Sınıf etkinliklerinin yer aldığı ortam, öğrencinin, öğretmenin en yakın çevresi, sürekli, etkileyici değişkenidir. Bu ortam, öğrenci güdüsünü, devamını, öğretmen-öğrenci ilişkisinin kalitesini etkiler. Öğrenme-öğretme ilişkileri, öğretim çevresinin işlevidir.5 Fiziksel ortama ilişkin her değişken, eğitime destek veya engel olur. Yalnızca ortamda var olanlar değil, bunların düzenlenişi, görünüşü (estetiği) de eğitsel açıdan etkileyicidir.6 Öğrenci tutum ve davranışının önemli bir etkeninin sınıf düzenlemeleri olduğu, bunun az da olsa basan ve sözel etkileşimi etkilediği belirlenmiştir.7 Bu etki, eğitimi etkileyen diğer değişkenler üzerindeki katkılarıyla daha da çoğalır. Sınıftaki sıra, masa, dolap, uzaklık, öğrenci gibi fiziksel engeller, öğretmen- öğrenci arasında psikolojik engel de oluşturur, iletişim ve etkileşimi değiştirir.8
Sınıfta öğretmen ve öğrenci için sağlanan olanaklar, öğretmen ve öğrenci davranışı, ders yılı başladıktan sonra sınıftaki öğrenci değişmeleri, sınıfı etkiler.9 Farklı sınıf yapılarında öğrencilerin davranış değişimine hazır oldukları görülmüştür.10 Yapılanmış bir sınıf düzeninin daha etkili olduğu belirlenmiştir.11
FİZİKSEL ORTAMLA İLGİLİ HAZIRLIKLAR
Okulun fiziksel yapısı, okuldaki eğitimin niteliğini etkilemektedir. Bu nedenle, nitelikli eğitimin sağlanması, iyi düzenlenmiş, gerekli araç ve gereçlerle donatılmış ortamları zorunlu kılmaktadır. Okuldaki eğitim ortamlarıyla ilgili araştırmalar, eğitim kalitesi ile eğitim çevresinin ve çevreyi oluşturan öğrenme ortamlarının uygunluğu arasında, doğrudan bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Bu yüzden yönetici ve öğretmenlerin okulun fiziksel yapı ve donanımıyla ilgili hazırlıkları yerinde ve zamanında yapmaları gerekmektedir.
Sınıf yönetiminin boyutlarından biri de sınıf içi fiziksel düzendir. Sınıf içi fiziksel düzen ifadesi öğrenme-öğretme süreçleri için ayrılan ortamın sahip olması gereken özellikleri ve sistemin diğer öğelerle hedeflere ulaşma doğrultusunda uyumunu belirtir. Sınıf ölçülerinin uyumu, duvarların boyalı olması ve renklerin uyumu, pencerelerin genişliği, perdeler, sıra, masa, dolap gibi eşyaların niteliği ve düzeni, çiçek, resim tabloları, masa örtüsü gibi eşyaların bulunması, böylelikle öğrencinin kendini ifade edebileceği rahat bir ortam oluşturularak, okula ve sınıfa isteyerek gelmeleri sağlanabilir. Bir sınıfta bulunan öğrencilerin farklı hazır bulunuşlukları, yaşam biçimleri ve bireysel farklılıkları nedeni ile fiziksel ortam öğrenci özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Bu anlamda sınıf değişik özelliklere sahip bireylerin yaşadıkları, kendine özgü özellikleri olan küçük bir topluluktur.3
Sınıf ortamında düzenlenmesi gereken önemli bir fiziki alan öğrenme köşesidir. Öğrenme köşesi, öğrencinin düzeyine göre ödevlerin verildiği ve öğrenilen becerilerle ilgili küçük grupların uygulamalarını yaptığı köşedir. Öğrenciler, öğrenme köşesinde kendilerine verilen ödevleri yapar ve grup çalışmalarında bulunurlar. Her öğrenci için öğrenme köşesinde geçireceği süre gerçekçi olarak belirlenmelidir. Bu süre gereğinden fazla ise, küçük küme çalışmasına katılan öğrenciler sınıfın tümünün katıldığı öğretimsel etkinliklerden kopabilir.4
Sınıf ortamının çeşitli özelliklerinden biri, öğrencilerin, farklı yaşama biçimleri olarak sınıfa getirdiği, kökleri sınıf dışında olan çok boyutluluktur. Eşzamanlılık, sınıf ortamının başka bir özelliğidir. Sınıfta aynı anda birden çok olay gerçekleşir. Kısa sürede çok sayıda olayla karşılaşmak, sınıf ortamının anında-çabukluk özelliğidir. Sınıftaki olaylar beklemez, anında yanıt ister. Olayların en beklenmedik zamanlarda ortaya çıkması, sınıf ortamının kestirilmezlik özelliğidir. Sınıfın gizli saklının yer alamayacağı bir ortam olması, sınıfın açıklık özelliğini oluşturur. Bütün bir dönem boyunca, her gün sınıf içinde bulunulur. Bu sınıf ortamının uzun sürelilik özelliğidir. Bu özellik davranışları yönlendirici normlar ve deneyimler oluşturmak için öğretmene fırsat sağlar. bu oluşumlar gelecekteki eylemleri etkiler. Fiziksel özelliklerin düzeni öğrencilerin öğrenme yaşantılarına etkin katılımı ve etkileşimini etkiler. Sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin değişkenler; öğrenci sayısı, ısı, ışık, renk, temizlik gürültü vb gibi sıralanabilir.
DERS DÖNEMİ ÖNCESİ SINIF HAZIRLIKLARI
GİRİŞ
Uygulamaların başarısı, hazırlık döneminde yapılan çalışmaların uygunluğuna ve yeterliliğine bağlıdır. İyi düzenlenmemiş eğitsel etkinlikler iyi öğrenmeye götüremezler.1 Etkili sınıf yönetiminin koşullarından biri de sınıfın fiziksel ve düşünsel yapılarıyla ilgili gerekli ön düzenlemeleri yapmaktır. Sınıf düzeni, okul ikliminin de belirleyici değişkenlerindendir.2
Sınıf Yönetiminin Sınıf Dışı Değişkenleri
Eğitim uğraşının hedefi olan davranış, bireyin kişisel özellikleri ve çevre değişkenliklerinin etkileşimiyle oluşur. 14 Bireyin bir davranışa “yapabilir” olarak hazır olması, o davranışın her zaman her yerde görülebileceği anlamına gelmez. Uygun davranış ancak uygun koşullarda gerçekleşir. Uygun çevre sağlamak koşuluyla, değiştirilemeyecek davranış olmadığı söylenebilir. İlgi, gereksinim, tutum, beklenti, isteklendirme kişiyi davranışa iten güçlerle ilgili kavramlardır. Bunlar bireyin çevresinden kaynaklanan, sorun olduklarında da çözümleri büyük ölçüde çevrede olan durumlardır. Çevre-davranış ilişkisinin bu yanı, öğretmenin çevreyi temel kaygı olarak alması gerektiğinin başka bir kanıtı olarak gözetilmelidir.
1.Uzak Çevre
Çevre değişkenleri bir davranışın güdüleyicisi olabileceği gibi, engelleyicisi de olabilir. Bu iki yönlü etki, hem yakın, hem de uzak çevreden gelir. Burada yakın çevre, öğrencinin her gün içinde bulunduğu çevre olarak alınmıştır: Sınıf, okul, aile, boş zaman geçirme alanları. Uzak çevre, onu zaman zaman etkileyen diğer öğelerden oluşur. Bunlar, kendi toplumunun yaşama biçimlerinden, çeşitli araçlarla edindiği, diğer ülkelerin insanlarının yaşama biçimlerine kadar uzanır.
2.Yakın Çevre
Öğrenci ve okul çevresinin kültür yapısı sınıfı etkiler. 15 Sokak kültürünün baskılan, suç işlemeye kadar iter.16 Bunların etkileri, öğrenciler aracılığıyla sınıf içine yansır. Öğretmenin sınıf yöneticisi olarak rolü, bu etkilerin olumlularından yararlanıp, olumsuzlarını önleyebilmektir. Öğretmen, toplumu bir sınıf gibi kullanabilmelidir. Bu, öğrencinin yaşam alanını genişletir, yaşamını zenginleştirir, öğrendiklerini uygulama, pekiştirme olanağı verir. Bu yolla öğrenci, öğrendiklerinin yaşamını nasıl kolaylaştırdığını görür.17
Çevrenin bir sınıf gibi kullanılabilmesi için, önce öğretmen çevreyi tanımalı, kültürel geçmişini, bugününü, kaynaklarını, güçlü ve zayıf yönlerini, değişim ve değişime direnim güçlerini bilmelidir. Bu çabalar okulca da ele alınmalıdır. Okul, çevreye yapabileceği ve çevreden alabileceği katkıları bilmeli, planlamak ve eyleme geçmelidir.
Öğrenci davranışlarının kazanılmasında en etkili ortamlardan biri de arkadaş gruplarıdır. Öğrencinin yakın çevresi içindeki bu gruplara girişi ve gruptakilerin davranışı etkilenmeye çalışılarak, öğrencilerin istenen davranışları kazanıp göstermelerine yardıma olunabilir. Öğrencinin, okuldan ayrıldıktan sonra eve gidene kadar, nerelerde, kimlerle neler yaptığı bilinmeye çalışılmalıdır. Bu konuda öğretmen, okul, aile işbirliği yapmalıdır. Arkadaş grupları, bunların etkinlik türleri, davranış biçimleri bilinmeli, çocuk, istenen davranışları gösteren gruplara yöneltilmeli, gerektiğinde bu ilgi ve ilişki grupları ailelerin de yardımıyla okulca oluşturulmalı, onlara olanak sağlanmalıdır.
3.Aile
Eğitim ailede başlar. Kişilik yapısının temel davranışları büyük ölçüde ailede elde edilir. Bunların sonradan değiştirilmesi çok güç olur. Tembel-çalışkan, doğrucu- yalana, pısırık-girişken, bencil-diğercil benzeri ikilemlerin kazanılması ailede başlar,
gelişir, çoğu zaman da pekişir.Okulun bunları değiştirebilmesi güçtür, uygun çözüm,
önceden aileyi etkilemektedir.
Ailedeki birey sayısı, öğrenci davranışının etkenlerinden biridir.18 Kalabalık aileler çocuklarıyla ilgilenmeye daha az zaman ayırabilirler. Bunlar üzerinde ailenin etkisini azalır. Az çocuklu ailelerin çocukları bencil ve şımartılmış olabilir. Çocuk sayısının çokluğu, ailenin artan görevlerini yerine yeterince getirmesini güçleştireceği için, sınıfı da olumsuz etkileyecektir.
Gelir durumu, ailenin diğer yönlerinide etkileyen bir değişkendir. Öğrenci gereksinimlerini karşılayabilme ve bundan kaynaklanan davranış değişikliklerini belirleyebilme, gelire bağımlıdır. Sağlıklı bir gelişim için aile, çocuğun özsaygısını, güvenini geliştirmeye çalışmalıdır. Oysa, anne babanın mükemmeliyetçi, sabırsız, yüksek yeterlikte olması buna pek izin vermez. Çocuk bu özellikler altında ezilerek umutsuzlaşabilir. 19
Aileyle ilgili olarak öğretmenin yapması gerekenlerden ilki, ailenin tanınması, bunun aracı da öğretmen-veli iletişimidir. Bu iletişim yüzyüze olabileceği gibi, yazı ve telefonla da olabilir. Öğretmen, öğrencinin defterine yazdığı veya velisine iletmesi için öğrenciye verdiği notlar aracılığı ile iletişim sağlayabilir. Ailelere haftalık, aylık okul-sınıf haberleri bülteni gönderilebilir. Öğrenciler aracılığıyla sözlü iletişimin, yanlış anlamalara neden olabileceği için kullanılmaması yerinde olur.20
Okul-aile ilişkisinin iyi planlandığı bazı ülkelerde, okullar aileye bir ana-baba takvimi gönderirler. Bu takvim, aileden beklenilenin her gün çocuğuyla on dakika ilgilenmesi olduğunu anlatan bir mektupla başlar, her ayın her günü nelerin yapılmasının beklendiğini anlatan, yapılacak çalışmaları gösteren sayfalarla sürer. Aile bireyleri, çocuğun gününün en çok kısmını geçirdiği mekândakiler olarak, eğitsel görevlerini yapmalıdır. Öğrenmede ne aile okulun, ne de okul ailenin yerini tutabilir. 21
4.Okul
Sınıfın en yakın dış çevresi, üst sistemi olan okulun, her özelliği ve durumu, sınıf içini etkiler.22 Okulun sosyo-ekonomik durumu, öğrenci sayısı, öğretmenin sınıfta kalış süresi ile öğrenci başarısı arasında ilişki bulunmuştur.23 Çevrenin estetiği de öğrencilerin tutum ve davranışlarını etkilemektedir.24 Okulun fiziksel yapısı, görünüş, kullanış, sağlık koşullarına uygun oluş açılarından uygun ve çekici olmalıdır. Temiz, bakımlı iyi donanımlı okullar, yalnız morali değil, davranışı da etkiler.25
Okuldaki öğrenci sayısının çoğalması, sorunların da artması anlamına gelebilir. Öğrenci sayısı dört yüzün altında olan okullarda basan, daha çok olan okullardan yüksek, okul büyüklüğü ile öğrenci başarısı ilişkisi ters ve çizgisel bulunmuştur.26 Öğrenci sayısının artması ile disiplin sorunlarında da artış görülebilmektedir.27 Böyle okullarda yöneticinin eğitim liderliği davranışı da güçleşmektedir.28
Kalabalık okullarda öğretim daha çok öğretmen merkezli, geleneksel, öğrencileri kritik düşünmeye götürücü yazma ve diğer etkinlik düzeyleri düşük bulunmuştur.29 Küçük okullarda öğrenci ve öğretmenin birbirini tanıması, dikkat çekmesi kolay, öğrenci katılımı ve öğretmenin öğrencilere yardımı fazla, etkileşim güçlü olabilir.
Olanakların var olması yetmez, kullanıma sunulmuş, kullanımları özendirilmiş, kolaylaştırılmış olmalıdır. Kırılır, eskir, yıpranır kaygılarıyla olanakların kullanımı engellenmemelidir. Elbette özenli ve uygun kullanım öğretilip sağlanmalı, ama her olanağın insan kullanımı için olduğu unutulmamalıdır. Okulun yönetim yapısı ve yöneticilerin özellikleri, eğitimin önemli bir değişkenidir. Etkili öğretim, yönetsel desteğe bağlıdır.30 Bu destek ve örgütün kalitesi, öğretmen davranışını etkilemektedir.31 Yönetimin demokratik olması, öğretmen ve öğrencilerin okulla ilgili kararlara katılımının sağlanması, hem öğretmen moralini, hem de öğrenci başarısını etkilemektedir.32
Öğretmenler, okul değişkeninin önemli bir öğesidir, ideal bir okulda öğretmen, öğrenme çevresinin yöneticisidir. Yeni teknolojik araçlar, uzmanlar, aileler, öğretmenin öğrencilerle ilgilenmesine, okul boyutunda görev üstlenmesine daha çok zaman bırakacaktır. Gelecekte öğrenme etkinlikleri sınıf dışına taşacak, okulda daha çok zaman geçiren, kendini işine adamış öğretmenlere daha çok gereksinim duyulacaktır.33 Öğretmenler okulla ilgili eğitsel öğelerin hepsini bilmeli, bunlardan yararlanmaya, gerektiğinde amaçlar yönünde değiştirmeye çalışmalıdır.