SINIFTA İLK GÜNLER

Sınıfın ilişki düzeninin kurulmasına ilk günden başlanmalıdır. Sınıf düzeni oluşturmada ilk birkaç gün, kritik zamandır. Sınıf düzeni, öğretmen ve öğrencinin birbirini tanımaya başladığı “balayı” ve “deneme” döneminde kurulmalıdır. Bu dönemde öğrenciler, neyi yapıp neleri yapamayacakları konusunda öğretmeni denerler, daha kontrollü davranır, gerçek davranışlarını göstermezler.2 Öğretmen geleceğe ilişkin davranış tiplemesini ve öğrencilerden beklentilerini ilk günlerde kararlılıkla ortaya koymalıdır. Bu kararlılık, baskı veya anti demokratiklik değildir. Öğrencilerin kontrollü davranışları değişirse, onları yeniden kazanmak olanaksızlaşabilir. Öğretmen, ilk günlerin kontrollü davranışlarının sürmesi için, kararlılığını kullanmalıdır.

Eğitim Planlarının Yönetimi

Uygun öğrenme düzenlemeleri yapılırsa herkes öğrenebilir, bu düzenekleri  hazırlama işinin bir dilimi de planlamadır. Geleceği görme olanağı veren plân, kaynak  dağılımı ve kullanımı konusunda geleceğin  ne ölçüde görülmek istendiğine ilişkin  seçenekler sunar. Planın,  geleceği  geniş  açıdan  ama  ayrıntıya  inmeden  gören  biçimi,  eğitimde, yıllık plandır. Gelecekteki yaklaşık kırk dakikalık dilimi,  her  dakikası ile  belirleyen,  ders  plânıdır. Bu ikisi arasında,  ünite  planı ile, ders planlarının  birleşiminden oluşan günlük plan vardır.

Plan sözü, gelecekteki  eylemler  sıra dizininde belirlilik ve düzenlilik anlatır.  Gelecekteki her değişim kestirilemeyeceğinden, planın,  bu  değişimleri  eylemlere  yansıtacak  esneklikte  olması  gerekir.  Öğrencilerin  bir  ön  hazırlığı  herhangi  bir  nedenle  yapamadan  sınıfa  gelmeleri,  öğretmenin  hazırladığı  bir  düzeneğin,  kendisinin  veya  başkasının  hatası  nedeniyle  kullanılamaz  hale  gelmesi  gibi  nedenler,  planların esnek hazırlanmasını  gerektirir.  Bu gibi durumlar için  öğretmen, planlara ek çalışma etkinlikleri de koymalıdır.

Planların  esnekliğinin  başka  bir  yönü,  bireysel  yaratıcılıklara engel değil,  destek olmasıdır. Bu gereklilik öğretmeni “açık uçlu plân” kavramına götürür:  Etkinliklerin çerçevesi çizilmekle birlikte, bu çerçevenin her  zaman açık  bir  kapısı  bulunmalıdır.  Beklenmedik durumların ve yaratıcı etkinliklerin ortaya çıkaracağı  zaman  kaymaları,  ders  sürecinin  daha  sonraki  basamaklarında dengelenemezse daha  sonraki ders veya gün planlarına yansıtılabilir. Yineleme  yoluyla  bir  davranışın  pekiştirilmesi için ayrılan  zamanda,  yineleme  sayısı  azaltılarak  veya  bazı  yinelemeler ev ödevi şeklinde verilerek zaman dengesi kurulabilir. Uygun bir ortam  düzeni,  uygun  yöntem  ve  araçlar,  becerili  bir  öğretmen ile öğrenmeye ayrılan  zaman kısaltılabilir.

Eğitimde bireysellik, bireysel planlamayı gerekli kılar. Öğrenci, bilgisayarı  başında gerçekleştireceği etkinlikleri, öğretmen kılavuzluğunda planlayabilir veya  önceden  hazırlanmış  öğrenme  paketlerinin  hangi  kısımlarının  izleneceği,  hangi  parçalarının  atlanabileceği, öğretmen-öğrenci  işbirliği  ile  planlanır.  Grup  etkinliklerinin planı da grup-öğretmen işbirliğiyle planlanır. Sınıfta seviye grupları  oluşturulmuşsa, bunlar için ayrı planlar yapılmalıdır.

Ders  planı  bir  mikro  yönetim  örneği olmalı,  nelerin  yapılacağı yanında,  bunların nelerle nasıl yapılacağı da ayrıntısıyla belirlenmelidir. Çocuklar gerçek dünyayı, oyuncaklar, araçlar,  yap-bozlar,  masal,  hayal,  oyun  yoluyla  kurdukları mikro dünyalarla  öğrenirler. Benzetme durumlarının hepsi birer mikro  dünyadır. Gerçek dünyanın ilkeleri bu  yolla öğrenilir. İyi bir ders planının olmayışı, sınıf içi etkinlikleri sıkıcı hale getirir, bu  da  öğrencileri dersten hattâ  okuldan  soğutup uzaklaştırabilir.

Plan  yapmada , şu  üç  anahtar  noktaya  dikkat  edilmesi  önerilmektedir :

Sıra: İçeriğin  mantıksal  ve  tutarlı bir  düzen  ile  verilmesini  anlatır.  İçerikte  öncelikler  önce,  bunlara  gereksinim duyan  parçalar  sonra  yer  almalıdır. Böyle yapılmazsa  mantıksal  süreç  bozulur, anlama  engellenir,  kaygı,  şaşkınlık,  ürküntü,  dersten  kopma  yaşanır.  Bunlar,  diğer yönetsel  sorunların da nedeni olurlar. Bir dersin anahtar bir  öğesinin
atlanması bile sorun olur.

Süreklilik: Öğrenmenin  bütünlüğünden  kaynaklanır.  Her  eğitsel  etkinlik, geçmişte  yapılanlardan  yararlanmalı,  onlarla  tutarlı  olmalı,  gelecekte  yapılacakları  gözeterek,  onlara  hazırlık  sağlamalıdır.  Plan,  önceki  ve  sonraki  öğrenmeler  gözetilip,  onlarla  bütünleşme sağlanacak  şekilde  yapılmalıdır.  Planın  öncesiyle  ve  sonrasıyla  bağlantılı  olması,  öğrenmede sürekliliği sağlar, kopukluğu  engeller.

Bütünlük: Bir derste kazanılanların, başka derslerdeki etkinlikler  de  kullanılmasıdır.  Hayat bilgisi dersinde, sağlığımız konusunda kazanılanlar, beden  eğitimi dersindeki davranışlarda, giyecekler konusu işlenirken  sağlıklı  giyimle  ilgili  olarak  kullanılmalıdır.Resim  dersinde,  değişik hastalıklara yakalanmış insan  görüntüleri çizilebilir.

Bir Ders Planı Nelerden Oluşur?

Hazırlık: Hedef ve davranışların,  ilgi  ve  gereksinimlerin,  kaynak  kitapların,  araç-gereçlerin,  gezi  ve  gözlemlerin,  sürenin,  ders  yerinin  belirlenmesi,  bunlar  için,  meslektaşlar, uzmanlar, yöneticiler, deneticilerle görüşülmesi yoluyla,  öğretmenin, öğrencilerin, destek kişilerin, ortamın hazırlanmasını içerir.

Uygulama  süreci:   Giriş,  kazanım  ve  kullanımı  içerir.  Girişte  ilgi  çekme,  amaç  ve  beklentileri  belirleme,  önemi  vurgulama,  yöntemi  açıklama, geçmiş ve  gelecek etkinliklerle ilişkileri belirtme türü etkinlikler  yer  alır.  Kazanım,  işlem  ve  işlem  basamaklarının  uygulanması,  örnekleme,  özetleme,  kazanımın  kontrolü,  uygulama yerlerini belirtip örnekleme  türü  etkinliklerden  oluşur.  Kullanım,  öğrencinin  kazanımı yaparak söyleyerek  somuta yönelebilmesi, farklı durum konu ve derslerde  bu  kazanımdan  yararlanabilmenin  sergilendiği  türdeki  etkinliklerden  oluşur.

Denetleme : Uygulama  sonuçları ile hedef  davranışlar karşılaştırılır, eksiklik tamamlanır, sapma ve yanlışlar düzeltilir,  olanak  varsa geliştirilir.

Pekiştirme : Hedef davranışların  iyileştirilmesi  ve  alışkanlık  haline  getirilmesi  için,  bilginin  yinelenmesi  ve  değişik  durumlara  uyarlanması  çalışmalarını  içerir.  Bu  çalışmaların  bir  kısmı öğrenciye  ödev  olarak  verilebilir.  Ödevin  mutlaka  evde  yapılması  gerekmez,  birey  ve  grupça  okulda  da  yapılır.  Hedef  davranışların gösterilebilmesinde arkadaş desteğine gereksinim  olduğu durumlarda, okulda ve grupça ödev daha uygundur.

Küme  çalışmalarının  planlanması:

 ilk  aşama:  Küme  oluşturmak. Kümedekilerin, çalışacakları konu dilimine ilgileri, beceri düzeyleri gözetilmelidir.  Hep  çalışkan  veya  tembel,  hep  kız  veya  erkek,  hep  şu veya bu  sosyal  ve  ekonomik  düzeyden  öğrenciler  aynı  kümeye  konmamalıdır.

İkinci aşama: Kümelerin  yapısının  kurulmasıdır. Kümedeki  görevler,  bunları  kimlerin  yapacağı,  kümedekilerin  görev  ilişkileri  belirlenir,  sonra  uygun  araçlar  sağlanır. Kümelerin  başkanı  sözcüsü rapor yazıcıları hep aynı kişilerden  oluşmamalıdır.  Küme  planına  bağlı  olarak  öğrenciler  birbirleriyle  ve  diğer  kümedekilerle ilişki  kurarlar. Böylece farklı özelliklerdeki öğrencilerin birbirlerinden  yararlanıp üretken olarak temel becerilerinin geliştirilmesi sağlanabilir.Küme raporları  sınıfta sunulur, tartışılır. Konu bütünü veya ünite,  beceri  çalışmalarıyla sonuçlandırılır. Bu  çalışmalar, hedef davranışların öğrencilerce  sergilendiği oyun, gösteri, sergi, sunu gibi etkinlikler olabilir.  Bunları  velilerin  izleyebileceği,  bakanlıkça  da  belirtilmiştir.41

Hedef  davranışların  gözlenmesinde,  önceden  kazanılmış  olan  hedef  davranışların  da  gerektiğinde  gözetilmesi,  öğretmence  denetlenmelidir. Önceden  öğrendiği ve gösterdiği hedef davranışı, bir süre sonra,  herhangi bir etkinlikte  gerektiğinde gösteremeyen öğrenciler için  öğretmen  düzeltme  ve  geliştirmeyi,  o  andan yararlanarak hemen gerçekleştirmelidir.  Planların  bir de değerlendirme sütunu bulunur. Bu sütun, uygulama  sonunda, daha sonraki uygulamalarda gerçekleştirilmesinin iyi  olacağı veya olmayacağı düşünülen etkinlikler için notlar almada kullanılır, düzeltme  ve geliştirme önerilerini içerir. Eğer herhangi bir planın bu sütununa bir şey yazılmasına  gerek  görülmemişse, veya yazılanlar küçük  değişiklikleriçeriyorsa, yeni öğrencilerin  özellikleri, ilgi  ve  gereksinimleri için küçük düzeltmeler yetiyorsa, o planın yeni ders  dönemi için yeniden  yazılmasına  gerek  yoktur. Değerlendirme  dilimine  yapılacak  küçük eklerle aynı plan yeniden kullanılabilir.

Planların  bir  bölümü de araç-gereçlere ilişkindir. Çok sayıda araç gereç,öğretmenin öğretim ve yönetim yeterliğini doğrudan etkiler, uygulama olanağı verir,  zaman  kazandırır.  Bir  grup  araçlarla  uygulama  yaparken,  öğretmen  diğerleriyle  çalışabilir.  Araçlar  deneyime  olanak  verir,  deneyimsiz öğrenme etkili olamaz.  Teknolojisi, zengin sınıflarda öğretmenin rolü, sınıf  düzeni, uygulamalar değişecektir.
Bilgisayarlar  öğretim süresini kısaltır, öğrenci  merkezli, bireysel öğretim  olanağı  verir,  görsel  mikro dünyalar  oluşturur,  başkalarına  gereksinimi  azaltır,  öğrencileri,  öğrenmede  daha çok sorumluluk almaya yöneltir. Sınıfta kullanılacak her tür bilgi, bilgisayara  yüklenip  kolayca  güncelleştirilebilir. Bilgisayarlar, yaratıcı ve çözümleyici-birleştirici  hedef davranışların oluşmasını sağlayabilir.

Ders planının değerlendirilmesindeki sorular  şöyle sıralanabilir: Amaçlar  açıkça belli ve davranış olarak yazılmış mı, plan sürecin basamaklarını içeriyor mu,  öğrenilenlerin transferi düşünülmüş  mü,  denetim süreci ayrıntılanmış mı, konunun  diğer bölümleriyle ilişki kurulmuş mu, zaman-araç-kişi kullanımı amaçlara uygun  mu…? Planın ödev dilimi, yaş, bilgi, ilgi, olanaklar gözetilerek düzenlenmelidir.  “Şunları yapın,  şunları getirin” demeden önce,  öğretmen, çocukların o bilgi ile onları  yapıp yapamayacağını, istediklerini getirme olanağı bulup bulamayacağını  düşünmelidir.42

Amaç, Plan – Program İlişkileri

Öğretmen, her öğretim dönemi öncesinde, o süre içinde yapması gereken  işleri  planlar.  Bunlar,  okul  yönetimince  yapılacak  işlerle  uyuşum  içinde olmalıdır, aksi  halde  öğretmen çabaları  olumsuz  etkilenebilir.  Bir  araştırmada,  zaman  ve ders  programlan  ile  yetkeci  yönetim,  öğretmeni  etkileyen  kurumsal  değişkenler arasında  görülmüştür. Zamanın  nasıl kullanıldığı  ile  başarı arasında doğrudan ilişki vardır.Plan  yapma,  eğitim  ortamı düzenleme, küçük  grup  oluşturma,  eğitimde başarıyı  artıran  etkenler  olarak bulunmuştur. Sınıf  düzeni de  öncelikle programın gücüne, sürekliliğine bağlı görülmektedir.Aynı  sınıf  düzeyinde  öğretmenlik  yapan  veya  aynı  dersi  okutan  diğer öğretmenlerle iletişim ve işbirliği de planlanmalıdır. Ayrıca bu öğretmenler, öğretim dönemi  öncesinde  bir araya  gelmeli,  sınıf  düzeninden  günlük  plana  kadar bütün hazırlıkları  birlikte  yapmalıdır.

Bu  birliktelik,  görüş  alış verişi,  kaynak dağılımının  sağlanması, olanakların  ortak  kullanımının  belirlenmesi,  hedeflerden araçlara  ders  planlarının  yapımında işbirliği noktalarında yoğunlaşmalıdır. Bu işbirliğinde birörnekliğe, katı sınırlamalara  fazla  yer  verilmemelidir,  çünkü  sınıfların  düzeyi  aynı  da  olsa, öğrenciler arasında bireysel farklar vardır. Her sınıf ve sınıf içindeki gruplar, farklı projeler planlayıp uygulayabilmelidir.  Öğrenci  başarısı  ile  öğretmenin  davranışı  arasındaki  ilişki  karşılıklıdır. Bir davranışlar listesi olarak tanımlanabilecek  olan  plan, öğretmen ve öğrenci davranışlarının ortak değişkenidir.38 İnsana, göstermesi gereken davranışları kazandırma, göstermemesi gerekenleri değiştirme olarak  tanımlanabilecek olan eğitim sürecinde, gerekenin ne olduğu, yasa ile belirlenmiştir (METK). Okulların kuruluş gerekçesi, bu  yasada belirtilen özelliklere sahip bireyler  yetiştirmektir.Bu  özellikler grubunun  adı “Türk Milli Eğitiminin Amaçlar” dır. Eğitim bakanlığı, okullar, yöneticiler, öğretmenler,dersler, programlar, bunlar  için  ayrılan kaynakların hepsi, bu “amaçları  gerçekleştirmenin” araçları”dır.

Her sınıf öğretmeni, okutacağı  sınıfın  derslerinin, her ders öğretmeni,okutacağı  dersin amaçlarını gerçekleştirmeye  çalışmakla görevlidir.  Bu derslerin amaçlan, bakanlıkça belirlenen ders  programlarının başında yazılıdır.Öğretmenden beklenen, bu amaçlan, amaçlar sıra dizinindeki üst amaçlara da uygun olacak  şekilde gerçekleştirmesi, öğrencilerini, bu amaçlarda belirlenen şekilde davranın insanlar olarak yetiştirmesidir. Her  dersin,  o  okul  için  genel,  o  sınıf  düzeyi  için  özel  amaçları programlarda belirlenmiştir.39  Yine de bunların,sınıf düzeyinin  ve öğrencinin özelliklerine göre ulaşılabilecek düzeyleri öğretmence  belirlenmelidir. Programda yer alan bazı ünite ve konular için, bakanlıkça, hedefler ve hedef davranışlar da yazılmış, örnek hedefler alınarak bunlar  için  örnek eylem  planlan  yapılmıştır.40 Bunların hepsi, öğretmen için örnektir, değiştirilip geliştirilebilir.

Eğitim  amaçlarının,  hedeflerinin,  hedef  davranışlarının  belirlenmesinden sonra  sıra, bu  davranışları  kazandırmanın  ana  araçlarından  biri  olan,  program içeriğinin belirlenip düzenlenmesine gelir. Eğitim Bakanlığı,  bunların  uygulama esaslarını, öğretmenlerin esneklik sınırlarını  belirlemiştir, ilkokullar için bu belirlemenin dikkati çekici yanlan olarak şunlar alınabilir:

1 – Her  öğrenci, gücünün yettiği oranda yetiştirilmelidir. Öğrencinin  ilgi  ve gereksinimleri  gözetilmeli,öğretmen,  onun  gelişebileceği  kadar  ilerlemesine yardım  etmelidir.  Bu,  program  içeriğinin  hazırlanmasında, çocuğa göre olma esnekliğinin gözetilmesi demektir.
2 – Gereksiz bilgi vermek yerine, eğitsel amaçlara uygun davranış kazandırmak esas alınmalıdır. Bunun için de, çok konu ve bilgi yerine az konu ve  bilgi,  parça  parça  bilgiler  yerine  birbirleriyle  ve  gerçek yaşamla  ilişkilendirilmiş bilgi, zihinde saklanmaya değil kullanılmaya dönük bilgi yeğlenmelidir.
3  – Bütün sınıflarda başlama noktası olarak yakın çevre alınmalı, yakın çevrenin tanınması ve geliştirilmesinden yola çıkılmalıdır.  Okulun  bir görevi de yakın çevresini geliştirmektir.
4  – Bakanlığın  hazırladığı,  ülkenin  her  yöresi  için  genel  bir  “çerçeve” programdır. Çevrenin ve sınıftaki öğrenci düzeyinin gerektireceği ekleme ve çıkarmalar, öğretmen ve öğrenciye bırakılmıştır.
5  – Ünitelere,  konulara  ve  bunların  programdaki  sırasına  aynen  uyma  zorunluluğu yoktur. Programdan, gereksiz dolgu öğelerinin çıkarılması, hem amaca hizmet  eden  konulara  ağırlık  vermeyi  kolaylaştıracak, hem de gereksiz konular nedeniyle programın dönem sonunda bitirilememesi, sıkıştırılması sorununu  ortadan kaldıracaktır.

İyi  bir  program  esnek  olmalı,  gerektiğinde  birden  fazla  sınıfın  katılabileceği  ortak projeler yoluyla,öğrenilenlerin uygulanmasına hizmet etmeli, öğrenci merkezli, dar ama zengin olmalıdır.Bir  ders  programının değerlendirilmesinde,  şu  sorulara  yanıt aranması önerilmektedir:

  • Öğrenciyi çalışmaya isteklendiriyor mu, birlikte çalışmayı içeriyor mu,
  • Bağımsız çalışmalara yer vermiş mi,araçlar yeterli ve uygun mu,
  • Öğrencinin ön  hazırlıklarını  içeriyor mu, öğretmenin ön hazırlığı yeterli mi,
  • Öğrenilecekler  uygulamaya  dönük  mü, uygun  bir mantıksal  sıra  izlenmiş mi, etkinliklerin planlanışı uygun mu?

PLAN PROGRAM HAZIRLIKLARI

Plan, program, gelecekte nelerin nasıl yapılacağını, hangi kaynakların nasıl kullanılacağını  gösteren bir araçtır. Bu yönüyle plan ve program geleceğin bugünden görülmesini sağlar.  Bu çok önemli bir yarardır. Olacakları daha onlar olmadan bilmek, onlara karşı hazırlık yapmamıza fırsat verir, sürprizleri, bilinmeyenleri azaltır, sorunları, sıkıntıları önler. Bir işin plan ve programı yapılmışsa, o iş büyük ölçüde bitirilmiş, geriye sadece belirlenenlerin yapılması, yani uygulanması kalmıştır. İşlerin asıl zor kısmı, plan ve programının yapılmasıdır. Hedeflerin belirlenmesi, kaynakların sağlanması, hedeflerle kaynaklar arasındaki ilişkilerin kurgulanması, plan ve program yapma işidir. Plan ve program kaynakları ekonomikleştirir, hedeflere götürücüdür, geleceğe bilinçle hazırlanma fırsatı verir,eksiklikleri, gereksenenleri önceden gösterir, hedeflere ulaşma zamanı ve düzeyi hakkında uygulama öncesinde bilgi sağlar. Bu nedenlerle, eğitsel etkinlikler ciddi ve titiz bir plan gerektirir.

Bir eğitim planının ön değerlendirilmesinde şu sorulara yanıt aranmalıdır:

1. Öğretmenin bir planı var mı?

2. Bu plan eğitsel hedeflere götürücü müdür?

3. Öğretmen bu planı uygulayarak eğitsel hedeflere ulaşabiliyor mudur?37

Fiziksel Ortamın Düzenlenmesi

Sınıf, ustaca düzenlenmiş bir çevre olmalıdır, çünkü, davranışı değiştirmenin çok etkili bir yolu, çevreyi değiştirmektir. Eğitimde yeni teknolojiler, öğrenme çevresine yenilikler getirir. Geleceğin,yüksek teknolojili, öğrenmelerin çoğunda bireysel, sosyal ve zihinsel gelişim için toplu öğrenme olanakları sağlayan öğrenme ortamları, şimdiden gerçekleştirilmeye çalışılmalıdır.24

Şöyle bir sınıf ortamı şimdiden görülebilmelidir. Sınıfta birkaç öğrenme etkinliği için mekanlar oluşturulmuş, her grup farklı bir araçla çalışıyor, birbirinden yararlanabiliyor, birbirini izleyebiliyor, kameralar çalışmaları, konuşmaları kaydediyor, bu görüntüleri tüm grup izleyebiliyor. Bilgisayarlarla, öğrencilerin bilgi ve becerileri sürekli olarak belirleniyor, bunların gösterdiği gereksinimlere göre öğrenim durumu ayarlanabiliyor. Duvarlara kapalı değil, dünyaya açık bir okul.25 Bunlar için fiziksel olanaklar kadar, olanakların uygun düzenlenmiş olmasına da gereksinim vardır.

Sınıf ortamı, işlevsel bir sanat ve güzellik alanı, öğrenme için güdü merkezi olmalı, öğrenci özelliklerine göre kolaylıklar sağlamalıdır. Uyarıcı ve çeşitlenmiş ortamda öğrenme daha iyi gerçekleşir. Yaratıcı bir eğitim için sınıfların geniş, esnek olması gerekir.26

1-Sınıf Yerleşim düzeni:

Öğrencilerin sınıf içindeki oturma biçimi, sıra ve masaların yerleşim durumu, sınıf içindeki öğretmen-öğrenci etkileşimini etkileyen en önemli faktördür. Öğretmen oturma düzenine göre öğrenciyle iletişim kurar. Öğretmen, öğrencilerin görme, işitme, boy ve derse karşı ilgi gibi değişkenleri dikkate alarak sınıf düzenini kurmaya çalışır.

Öğretmen sınıf düzenini kurmaya çalışırken bireysel farklılıkları da dikkate almak zorundadır. Birbirleriyle samimi olan öğrencilerin bir arada oturması onları derste istenmeyen davranışlara itebilir. Çok zıt kişilik özelliklerine sahip olan öğrenciler de yan yana grup halinde oturtulmamalıdır. Başarı ve ilgi düzeyi düşük olan ve derse yeterince aktif olarak katılmayan öğrenciler ön sıralara oturtulmalıdır.

Sınıf yerleşim düzeyi belirlenirken öğrencilerin de görüşü alınmalıdır. Sınıfın öğrenci sayısı, fiziki olanakları ve sınıf alanının durumuna göre değişik sınıf yerleşim düzenleri oluşturulabilir. Her bir sınıf düzeninin olumlu ve olumsuz yönleri olabilir. Oluşturulabilecek değişik sınıf yerleşim düzenleri şunlardır:27

1. Klasik düzen,
2. Bireysel düzen,
3. Tek grup düzeni,
4. Çok grup düzeni.

1. Klasik Yerleşim Düzeni:

En çok aşina olduğumuz, öğrencilerin arka arkaya oturduğu, öğrencilerin ancak önündekinin ensesini gördüğü oturma düzenidir. Öğretmen merkezli bir eğitim düzenidir. Öğretmen sınıftaki tek bilgi kaynağıdır. Öğretim bilginin öğretmen tarafından aktarılmasıyla gerçekleşir37. Bu düzen daha çok dinleme-not alma türü etkinlikler için uygundur. Alışılmış yerleşim biçiminin başlıca yararları şunlardır

Sınıfın küçük ve öğrenci sayısının fazla olduğu durumlarda etkilidir.
Tek öğretmen bulunduğu birleştirilmiş sınıflarda etkilidir.
Araç-gereç, kaynak eksikliğinin olduğu ya da bunlara çok fazla gereksinim duyulmayan ders içeriklerinin bulunduğu durumlarda kullanılabilir.
Etkileşimin daha çok öğretmen ve öğrenci arasında gerçekleşmesine uyugundur.

klasik

Klasik yerleşim biçimi

2. Bireysel Yerleşim Düzeni:

Öğrencilerin sıralara veya masalara bağımlı olmadan, kendi başlarına kullanabildikleri tek kişilik masa ve sandalyelerle sağlanabilen oturma düzenidir.28 Bireysel yerleşim düzeni derin düşünmeyi kolaylaştırır, paket(modül) öğretime olanak sağlar.29 Bu düzende öğrenci masaları birbirine çapraz gelecek şekilde, çalışanların birbirinden rahatsız olamayacağı şekil gözetilerek konabilir.30

bireysel

Bireysel yerleşim biçimi

3.Tek Grup Yerleşim Düzeni:

Öğrencilerin birbirini gördüğü, iletişimi kolaylaştıran bir yapıdır. Tartışma ve görüş alışverişleri için uygundur31. Öğrencilerin tümüne söz alma, dinleme, konuşma, tartışma, vücut diliyle iletişim, herkesi her an görebilme fırsatı verir.32

Tek grup biçiminde yerleşimin başlıca yararları şunlardır:33

Masalar olmadan yalnızca sandalyeler kullanılarak çabuk ve kolaylıkla oluşturulabilir.
Grup tartışmaları için ideal bir yerleşim şeklidir.
Bir ders içinde birkaç defa kısa süreli tartışma grupları oluşturulduktan sonra eski haline kolaylıkla dönüştürülebilinir.

tektek1

Tek grup yerleşim biçimi

4.Çok Gruplu Yerleşim Biçimi:

Öğretim, öğretmen merkezli olmaktan çıkmıştır. Sınıf çok merkezli bir hal almıştır.34 Öğretmen nelerin yapılması gerektiğini uygulama ile gösterdikten sonra, öğrenciler işbirliği yaparak verilen çalışmayı yapar. Etkin labaratuar çalışmaları için uygun bir yerleşimdir.

Çok gruplu yerleşim biçiminin başlıca yararları şunlardır:35

Öğrenciler arası işbirliğine dayalı çalışma alışkanlıkları gelişir.
Yaparak-yaşayarak öğrenme stratejisi en etkili gerçekleştirilir.
Etkili ve verimli öğrenmeyi sağlar.
Bireysel ve toplu öğretim yapılmasını sağlar.
Öğrencilerin liderlik özelliklerini geliştirmesini sağlar.36

cok

Çok grup yerleşim biçimi

Fiziksel Ortamın Değişkenleri

1. Öğrenci Sayısı:

Bir sınıfta bulunması gereken ideal öğrenci sayısını vermek genellikle olanaklı değildir. Sınıftaki öğrenci sayısı; eğitim kurumunun niteliği, sınıf düzeyi, dersin niteliği gibi değişkenlere göre ayarlanmalıdır. Dersin ve konunun içeriği ile kullanılacak yöntem ve teknikler de öğrenci sayısını etkiler. Kalabalık sınıf ortamında öğrencinin sınıf kurallarına uyumu, öğrenmeye güdülenmesi, dikkatinin çekilmesi ve katılımının sağlanması ve öğretimin öğrenci merkezli olması güçtür. Kalabalık sınıf ortamlarında ortamın özelliklerine bağlı olarak, öğrencilerin sınıf içinde öğretmenlerle ve diğer öğrencilerle etkileşimi, öğretmenin öğrenciye ipucu, dönüt, düzeltme verme süreçleri ve sınıf kontrolü, kuralların uygulanması, ses ve havalandırma düzeninin sağlanması gibi sorunlar yaşanır. Kalabalık sınıf ortamının öğrenci başarısına olumsuz etkisi bulunmakla birlikte öğretmen alacağı önlemlerle bunu belirli ölçüde giderebilir. Örneğin; uygun bir yerleşim düzeninin sağlanması, konunun içeriğine göre öğretim yöntem, teknik, araç-gereç ve materyallerinin kullanılması gibi. Sınıftaki öğrenci sayısının başarıya etkisi ile ilgili yapılan araştırmaların bir çoğunda şu sonuçlar elde edilmiştir.12

Öğrenci sayısı az olan sınıflarda başarı yüksektir.
Bu başarının yüksek olması için sınıflardaki öğrenci sayısı sınıf başına 20’den çok olmamalıdır.
Öğrenci sayısı az olan sınıflar, özellikle ilköğretim basamağındaki okuma ve matematik derslerinde etkilidir.
Özellikle sosyo-ekonomik yönden yetersiz olan çocuklar daha iyi akademik başarı gösterirler.

Sınıftaki öğrenci sayısını az-çok ayrımı, çeşitli araştırmalarda farklı rakamlarla gösterilmiştir. Örneğin bazı araştırmacılar 16-20 kişilik bir sınıf için küçük, 26-30 kişilik için de büyük demiş, bulgularını buna göre yorumlayarak şu sonuçlara ulaşmıştır: Okuma başarısı açısından küçük ve büyük sınıflar arasında fark yoktur.13 Öğrenci sayısı ile başarısı arasında anlamlı bir ilişki yoktur.14 Ayrıca, kapsamlı bir araştırmada 15 kişilik bir sınıftaki öğrenme, 23 kişilik sınıftakinden daha çok olmuştur.

2. Işık:

Sınıfta iyi bir ortam oluşturmak için belli başlı aydınlatma değişkenleri olarak ışık kaynağı, ışık düzeyi ve kontrast sayılabilir. Binanın mimarisi, sınıfın doğal ışık kaynağından azami derecede istifade edebilmesine imkan tanımalıdır. Doğal ışık kaynağının yeterli olmadığı durumlarda güneş ışığına en yakın aydınlatma tercih edilmelidir. Işık düzeyi öğrencilerin gözlerini yormayacak düzeyde ayarlanabilmelidir. Duvarlardaki boyanın ve sınıftaki diğer malzemelerin yansıtma oranlarına dikkat edilmelidir.16

Işık insan psikolojisi üzerinde etkili olan bir değişkendir. Sınıfta eğitim etkinliklerinin etkili ve rahat bir şekilde gerçekleşmesi için yeterli ışık, ışığın geliş yönü, ışığın rengi, yansıması gibi özellikler dikkate alınmalıdır. Aşırı ya da yetersiz ışık, ışığın yönü, yansıması ve rengi ilgiyi dağıtır, gözü yorar, zihnin gevşemesine ya da aşırı duyarlı hale gelmesine neden olur.17 Ayrıca öğretmen ve öğrencinin işini güçleştirir, hareketini azaltır ve gerginliğe neden olur. Sınıfta ışık doğrudan değil dolaylı gelmeli, doğal aydınlanma yolları kullanılmalıdır. Işık ve pencere düzeninin, güneşe ve mevsimlere göre değişebilir olması işleri kolaylaştırır. Sınıf ışığının birden çok düğme ile değiştirilebilmesi, güneş ışığı değişmelerine uyarlanma olanağı verir. Pencerelerin alanı, güneş ışığından yeterince yararlanmaya uygun olmalıdır.18

3. Isı:

Ortama uygun giyinen bir insan için gerekli oda ısısının yirmi derece dolayında olduğu söylenebilir. Sınıfın ısısı, mevsime, neme olduğu kadar, öğrencilere göre de değişir. Giyim ve sınıfın fiziksel koşulları, ısının etkisini değiştirir.19 Sınıf ısısının düzenlenmesi ısıtıcı ve soğutucularla yapılabileceği gibi, öğrenciler de ısı değişimleriyle tutarlı giysi seçimi yapabilmelidir. Isının aşırı yükselmesi, fiziksel rahatsızlıklara, ilginin dağılmasına, zihnin gevşemesine ve bunların neden olduğu yansımış sorunlara yol açmaktadır. Düşük ısı, çabaları ısınmaya yöneltmekte, zihnin odaklaşmasını güçleştirmektedir.

4. Renk:

Renkler öğrencinin fiziksel ve davranışsal durumunu etkilemektedir. Nefes alışımız, kan basına, nabız, kas etkinliği, renklerle değişebilmektedir. Renklerin dilinde açık mavi gevşetici ve rahatlatıcı, koyusu uyancı, kırmızı heyecan verici ve kışkırtıcı, gerilim yaratıcı, açık san ve portakal rengi uyana olarak görülmektedir. Bir araştırmada, basan ve tutum üzerinde fazla etkili bulunmamakla birlikte renkler, duygulan ve edimi etkileyebilmektedir.20

Sınıf için liseye kadar, sıcak renklerden san, pembe, şeftali rengi, lise ve sonrasında ise mavi ve mavi-yeşil tonlan önerilmektedir. 21 Renk yalnızca duvarlar için değil,eşyalar için de önemlidir. Renklerin hepsinin karışımı ile yapılan aydınlanma, yalnızca beyazla olandan daha olumlu davranışa yol açmıştır.22 Renkler, öğrenciye ve mekanların, araçların kullanılış amaçlarına göre de değiştirilmelidir.

Tablo 1: Renklerin Dili

Mavi: Huzuru temsil eder ve sakinleştirir.
Yeşil: Güven ve huzur verir, yaratıcılığı körükler.
Kırmızı: Mutluluğu temsil eder, canlandırır.
Pembe: Uyum, neşe ve sevgiyi temsil eder. Rahatlık hissi verir, dinlendirir.
Sarı: Mutluluğu ve geçiciliği temsil eder. Hüzün ve özlemin de rengidir. Dikkat çekiciliği de temsil eder.
Lacivert: Sonsuzluk, otorite ve verimliği temsil eder.
Kahverengi: Gerçekçiliği, plan ve sistemin rengidir. Canlılık ve hareketlilik hissi yaratır.
Beyaz: İstikrarı, devamlılığı ve temizliği simgeler.
Siyah: Haşmeti ve tutkuyu temsil eder. Bazıları için yas ve matemi simgeler.
Mor: İhtişam ve lüksün son basamağıdır. Nevrotik duyguları açığa çıkarır.

Tablo : Renklerin dili: www.geocities.com/burcubursevgi/renkler.html(2007)

5. Gürültü:

Rahatsız edici, işitmeyi engelleyici, dikkati dağıtıcı, fiziksel ve ruhsal sağlığı bozucu bir değişkendir. Sınıf dışından gelen gürültünün engellenmesi daha güçtür, bu iş okul yapımı sürecinde düşünülmelidir. Sınıf içinden kaynaklanan gürültüyü azaltmanın temel yolu, sınıf kurallarının, gürültüyü de içermesi, bu kurallara özenle uyulmasıdır. Gürültülü bir sınıfta, söyleneni işitemeyen öğrenci, öğretmene söylemekten de çekiniyorsa, eksik, yanlış anlayabilir. Gürültü nedeniyle öğretmenin söylenenleri yinelemek durumunda kalması, zamanın iyi kullanılmasını engeller. Gürültü var diye öğretmen sesini yükseltmemelidir. Bu gürültüyü daha da artırır. Kısa bir süre sessiz kalmak, varlığını hissettirici bir davranış yapmak veya söz söylemek, ara sıra rastlanan gürültülü durumlarda yararlı olabilir.
6.Görünüm :

Sınıf ölçülerinin uyumu, tavanın basık olmaması, duvarların boyalı,badanalı, eşya ve duvar renklerinin uyumlu, pencerelerin geniş, mobilyaların çekici olması, halı, perde çiçek, masa örtüleri, albenili bir sınıf ortamı yaratmalıdır. Öğrenci dersin biran önce bitmesini beklememeli, sınıfta rahat bir ev ortamı bulabilmeli, sınıfa okula isteyerek gelmelidir. Sınıfın görünümünde güzellik ve uyum, öğrencinin moral ve enerjisini artırır.23

Fiziksel Ortamın Etkileri

Sınıf etkinliklerinin yer aldığı ortam, öğrencinin, öğretmenin en yakın çevresi, sürekli, etkileyici değişkenidir. Bu ortam, öğrenci güdüsünü, devamını, öğretmen-öğrenci ilişkisinin kalitesini etkiler. Öğrenme-öğretme ilişkileri, öğretim çevresinin işlevidir.5 Fiziksel ortama ilişkin her değişken, eğitime destek veya engel olur. Yalnızca ortamda var olanlar değil, bunların düzenlenişi, görünüşü (estetiği) de eğitsel açıdan etkileyicidir.6 Öğrenci tutum ve davranışının önemli bir etkeninin sınıf düzenlemeleri olduğu, bunun az da olsa basan ve sözel etkileşimi etkilediği belirlenmiştir.7 Bu etki, eğitimi etkileyen diğer değişkenler üzerindeki katkılarıyla daha da çoğalır. Sınıftaki sıra, masa, dolap, uzaklık, öğrenci gibi fiziksel engeller, öğretmen- öğrenci arasında psikolojik engel de oluşturur, iletişim ve etkileşimi değiştirir.8

Sınıfta öğretmen ve öğrenci için sağlanan olanaklar, öğretmen ve öğrenci davranışı, ders yılı başladıktan sonra sınıftaki öğrenci değişmeleri, sınıfı etkiler.9 Farklı sınıf yapılarında öğrencilerin davranış değişimine hazır oldukları görülmüştür.10 Yapılanmış bir sınıf düzeninin daha etkili olduğu belirlenmiştir.11

FİZİKSEL ORTAMLA İLGİLİ HAZIRLIKLAR

Okulun fiziksel yapısı, okuldaki eğitimin niteliğini etkilemektedir. Bu nedenle, nitelikli eğitimin sağlanması, iyi düzenlenmiş, gerekli araç ve gereçlerle donatılmış ortamları zorunlu kılmaktadır. Okuldaki eğitim ortamlarıyla ilgili araştırmalar, eğitim kalitesi ile eğitim çevresinin ve çevreyi oluşturan öğrenme ortamlarının uygunluğu arasında, doğrudan bir ilişki bulunduğunu göstermektedir. Bu yüzden yönetici ve öğretmenlerin okulun fiziksel yapı ve donanımıyla ilgili hazırlıkları yerinde ve zamanında yapmaları gerekmektedir.

Sınıf yönetiminin boyutlarından biri de sınıf içi fiziksel düzendir. Sınıf içi fiziksel düzen ifadesi öğrenme-öğretme süreçleri için ayrılan ortamın sahip olması gereken özellikleri ve sistemin diğer öğelerle hedeflere ulaşma doğrultusunda uyumunu belirtir. Sınıf ölçülerinin uyumu, duvarların boyalı olması ve renklerin uyumu, pencerelerin genişliği, perdeler, sıra, masa, dolap gibi eşyaların niteliği ve düzeni, çiçek, resim tabloları, masa örtüsü gibi eşyaların bulunması, böylelikle öğrencinin kendini ifade edebileceği rahat bir ortam oluşturularak, okula ve sınıfa isteyerek gelmeleri sağlanabilir. Bir sınıfta bulunan öğrencilerin farklı hazır bulunuşlukları, yaşam biçimleri ve bireysel farklılıkları nedeni ile fiziksel ortam öğrenci özelliklerine göre değişkenlik gösterir. Bu anlamda sınıf değişik özelliklere sahip bireylerin yaşadıkları, kendine özgü özellikleri olan küçük bir topluluktur.3

Sınıf ortamında düzenlenmesi gereken önemli bir fiziki alan öğrenme köşesidir. Öğrenme köşesi, öğrencinin düzeyine göre ödevlerin verildiği ve öğrenilen becerilerle ilgili küçük grupların uygulamalarını yaptığı köşedir. Öğrenciler, öğrenme köşesinde kendilerine verilen ödevleri yapar ve grup çalışmalarında bulunurlar. Her öğrenci için öğrenme köşesinde geçireceği süre gerçekçi olarak belirlenmelidir. Bu süre gereğinden fazla ise, küçük küme çalışmasına katılan öğrenciler sınıfın tümünün katıldığı öğretimsel etkinliklerden kopabilir.4

Sınıf ortamının çeşitli özelliklerinden biri, öğrencilerin, farklı yaşama biçimleri olarak sınıfa getirdiği, kökleri sınıf dışında olan çok boyutluluktur. Eşzamanlılık, sınıf ortamının başka bir özelliğidir. Sınıfta aynı anda birden çok olay gerçekleşir. Kısa sürede çok sayıda olayla karşılaşmak, sınıf ortamının anında-çabukluk özelliğidir. Sınıftaki olaylar beklemez, anında yanıt ister. Olayların en beklenmedik zamanlarda ortaya çıkması, sınıf ortamının kestirilmezlik özelliğidir. Sınıfın gizli saklının yer alamayacağı bir ortam olması, sınıfın açıklık özelliğini oluşturur. Bütün bir dönem boyunca, her gün sınıf içinde bulunulur. Bu sınıf ortamının uzun sürelilik özelliğidir. Bu özellik davranışları yönlendirici normlar ve deneyimler oluşturmak için öğretmene fırsat sağlar. bu oluşumlar gelecekteki eylemleri etkiler. Fiziksel özelliklerin düzeni öğrencilerin öğrenme yaşantılarına etkin katılımı ve etkileşimini etkiler. Sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin değişkenler; öğrenci sayısı, ısı, ışık, renk, temizlik gürültü vb gibi sıralanabilir.

DERS DÖNEMİ ÖNCESİ SINIF HAZIRLIKLARI

GİRİŞ

Uygulamaların başarısı, hazırlık döneminde yapılan çalışmaların uygunluğuna ve yeterliliğine bağlıdır. İyi düzenlenmemiş eğitsel etkinlikler iyi öğrenmeye götüremezler.1 Etkili sınıf yönetiminin koşullarından biri de sınıfın fiziksel ve düşünsel yapılarıyla ilgili gerekli ön düzenlemeleri yapmaktır. Sınıf düzeni, okul ikliminin de belirleyici değişkenlerindendir.2

Sınıf Yönetiminin Sınıf Dışı Değişkenleri

Eğitim uğraşının hedefi olan davranış, bireyin kişisel özellikleri ve çevre değişkenliklerinin etkileşimiyle oluşur. 14 Bireyin bir davranışa “yapabilir” olarak hazır olması, o davranışın her zaman her yerde görülebileceği anlamına gelmez. Uygun davranış ancak uygun koşullarda gerçekleşir. Uygun çevre sağlamak koşuluyla, değiştirilemeyecek davranış olmadığı söylenebilir. İlgi, gereksinim, tutum, beklenti, isteklendirme kişiyi davranışa iten güçlerle ilgili kavramlardır. Bunlar bireyin çevresinden kaynaklanan, sorun olduklarında da çözümleri büyük ölçüde çevrede olan durumlardır. Çevre-davranış ilişkisinin bu yanı, öğretmenin çevreyi temel kaygı olarak alması gerektiğinin başka bir kanıtı olarak gözetilmelidir.

1.Uzak Çevre

Çevre değişkenleri bir davranışın güdüleyicisi olabileceği gibi, engelleyicisi de olabilir. Bu iki yönlü etki, hem yakın, hem de uzak çevreden gelir. Burada yakın çevre, öğrencinin her gün içinde bulunduğu çevre olarak alınmıştır: Sınıf, okul, aile, boş zaman geçirme alanları. Uzak çevre, onu zaman zaman etkileyen diğer öğelerden oluşur. Bunlar, kendi toplumunun yaşama biçimlerinden, çeşitli araçlarla edindiği, diğer ülkelerin insanlarının yaşama biçimlerine kadar uzanır.

2.Yakın Çevre

“Öğrenci ve okul çevresinin kültür yapısı sınıfı etkiler. 15 Sokak kültürünün baskılan, suç işlemeye kadar iter.16 Bunların etkileri, öğrenciler aracılığıyla sınıf içine yansır. Öğretmenin sınıf yöneticisi olarak rolü, bu etkilerin olumlularından yararlanıp, olumsuzlarını önleyebilmektir. Öğretmen, toplumu bir sınıf gibi kullanabilmelidir. Bu, öğrencinin yaşam alanını genişletir, yaşamını zenginleştirir, öğrendiklerini uygulama, pekiştirme olanağı verir. Bu yolla öğrenci, öğrendiklerinin yaşamını nasıl kolaylaştırdığını görür.17

Çevrenin bir sınıf gibi kullanılabilmesi için, önce öğretmen çevreyi tanımalı, kültürel geçmişini, bugününü, kaynaklarını, güçlü ve zayıf yönlerini, değişim ve değişime direnim güçlerini bilmelidir. Bu çabalar okulca da ele alınmalıdır. Okul, çevreye yapabileceği ve çevreden alabileceği katkıları bilmeli, planlamak ve eyleme geçmelidir.

Öğrenci davranışlarının kazanılmasında en etkili ortamlardan biri de arkadaş gruplarıdır. Öğrencinin yakın çevresi içindeki bu gruplara girişi ve gruptakilerin davranışı etkilenmeye çalışılarak, öğrencilerin istenen davranışları kazanıp göstermelerine yardıma olunabilir. Öğrencinin, okuldan ayrıldıktan sonra eve gidene kadar, nerelerde, kimlerle neler yaptığı bilinmeye çalışılmalıdır. Bu konuda öğretmen, okul, aile işbirliği yapmalıdır. Arkadaş grupları, bunların etkinlik türleri, davranış biçimleri bilinmeli, çocuk, istenen davranışları gösteren gruplara yöneltilmeli, gerektiğinde bu ilgi ve ilişki grupları ailelerin de yardımıyla okulca oluşturulmalı, onlara olanak sağlanmalıdır.

3.Aile

Eğitim ailede başlar. Kişilik yapısının temel davranışları büyük ölçüde ailede elde edilir. Bunların sonradan değiştirilmesi çok güç olur. Tembel-çalışkan, doğrucu- yalana, pısırık-girişken, bencil-diğercil benzeri ikilemlerin kazanılması ailede başlar,
gelişir, çoğu zaman da pekişir.Okulun bunları değiştirebilmesi güçtür, uygun çözüm,
önceden aileyi etkilemektedir.

Ailedeki birey sayısı, öğrenci davranışının etkenlerinden biridir.18 Kalabalık aileler çocuklarıyla ilgilenmeye daha az zaman ayırabilirler. Bunlar üzerinde ailenin etkisini azalır. Az çocuklu ailelerin çocukları bencil ve şımartılmış olabilir. Çocuk sayısının çokluğu, ailenin artan görevlerini yerine yeterince getirmesini güçleştireceği için, sınıfı da olumsuz etkileyecektir.

Gelir durumu, ailenin diğer yönlerinide etkileyen bir değişkendir. Öğrenci gereksinimlerini karşılayabilme ve bundan kaynaklanan davranış değişikliklerini belirleyebilme, gelire bağımlıdır. Sağlıklı bir gelişim için aile, çocuğun özsaygısını, güvenini geliştirmeye çalışmalıdır. Oysa, anne babanın mükemmeliyetçi, sabırsız, yüksek yeterlikte olması buna pek izin vermez. Çocuk bu özellikler altında ezilerek umutsuzlaşabilir. 19

Aileyle ilgili olarak öğretmenin yapması gerekenlerden ilki, ailenin tanınması, bunun aracı da öğretmen-veli iletişimidir. Bu iletişim yüzyüze olabileceği gibi, yazı ve telefonla da olabilir. Öğretmen, öğrencinin defterine yazdığı veya velisine iletmesi için öğrenciye verdiği notlar aracılığı ile iletişim sağlayabilir. Ailelere haftalık, aylık okul-sınıf haberleri bülteni gönderilebilir. Öğrenciler aracılığıyla sözlü iletişimin, yanlış anlamalara neden olabileceği için kullanılmaması yerinde olur.20

Okul-aile ilişkisinin iyi planlandığı bazı ülkelerde, okullar aileye bir ana-baba takvimi gönderirler. Bu takvim, aileden beklenilenin her gün çocuğuyla on dakika ilgilenmesi olduğunu anlatan bir mektupla başlar, her ayın her günü nelerin yapılmasının beklendiğini anlatan, yapılacak çalışmaları gösteren sayfalarla sürer. Aile bireyleri, çocuğun gününün en çok kısmını geçirdiği mekândakiler olarak, eğitsel görevlerini yapmalıdır. Öğrenmede ne aile okulun, ne de okul ailenin yerini tutabilir. 21

4.Okul

Sınıfın en yakın dış çevresi, üst sistemi olan okulun, her özelliği ve durumu, sınıf içini etkiler.22 Okulun sosyo-ekonomik durumu, öğrenci sayısı, öğretmenin sınıfta kalış süresi ile öğrenci başarısı arasında ilişki bulunmuştur.23 Çevrenin estetiği de öğrencilerin tutum ve davranışlarını etkilemektedir.24 Okulun fiziksel yapısı, görünüş, kullanış, sağlık koşullarına uygun oluş açılarından uygun ve çekici olmalıdır. Temiz, bakımlı iyi donanımlı okullar, yalnız morali değil, davranışı da etkiler.25

Okuldaki öğrenci sayısının çoğalması, sorunların da artması anlamına gelebilir. Öğrenci sayısı dört yüzün altında olan okullarda basan, daha çok olan okullardan yüksek, okul büyüklüğü ile öğrenci başarısı ilişkisi ters ve çizgisel bulunmuştur.26 Öğrenci sayısının artması ile disiplin sorunlarında da artış görülebilmektedir.27 Böyle okullarda yöneticinin eğitim liderliği davranışı da güçleşmektedir.28

Kalabalık okullarda öğretim daha çok öğretmen merkezli, geleneksel, öğrencileri kritik düşünmeye götürücü yazma ve diğer etkinlik düzeyleri düşük bulunmuştur.29 Küçük okullarda öğrenci ve öğretmenin birbirini tanıması, dikkat çekmesi kolay, öğrenci katılımı ve öğretmenin öğrencilere yardımı fazla, etkileşim güçlü olabilir.

Olanakların var olması yetmez, kullanıma sunulmuş, kullanımları özendirilmiş, kolaylaştırılmış olmalıdır. Kırılır, eskir, yıpranır kaygılarıyla olanakların kullanımı engellenmemelidir. Elbette özenli ve uygun kullanım öğretilip sağlanmalı, ama her olanağın insan kullanımı için olduğu unutulmamalıdır. Okulun yönetim yapısı ve yöneticilerin özellikleri, eğitimin önemli bir değişkenidir. Etkili öğretim, yönetsel desteğe bağlıdır.30 Bu destek ve örgütün kalitesi, öğretmen davranışını etkilemektedir.31 Yönetimin demokratik olması, öğretmen ve öğrencilerin okulla ilgili kararlara katılımının sağlanması, hem öğretmen moralini, hem de öğrenci başarısını etkilemektedir.32

Öğretmenler, okul değişkeninin önemli bir öğesidir, ideal bir okulda öğretmen, öğrenme çevresinin yöneticisidir. Yeni teknolojik araçlar, uzmanlar, aileler, öğretmenin öğrencilerle ilgilenmesine, okul boyutunda görev üstlenmesine daha çok zaman bırakacaktır. Gelecekte öğrenme etkinlikleri sınıf dışına taşacak, okulda daha çok zaman geçiren, kendini işine adamış öğretmenlere daha çok gereksinim duyulacaktır.33 Öğretmenler okulla ilgili eğitsel öğelerin hepsini bilmeli, bunlardan yararlanmaya, gerektiğinde amaçlar yönünde değiştirmeye çalışmalıdır.