Sınıf Yönetiminde Etkililik

Sınıf yönetimi, öğrencilerin etkili bir davranış örüntüsü kazanmaları yanında, davranışlarını anlama ve yönlendirme yollarını geliştirmelerine de yardımcı olmalıdır. Her  davranışın  başkaları  üzerindeki  etkilerini  kestirebilme, bunları olumlulaştırabilme, insanların “bir topluluğun üyesi” olmaktan  çıkıp “bir toplumun üyesi” olmaya yöneldiklerinin temel göstergesidir. 9

Sınıf yönetimi kararları, öğrencileri kontrolden çok, eğitimin kalite ve sürekliliğini sağlamaya yönelik olmalıdır.10 İyi bir sınıf  yönetimi,  iyi  bir  öğretime  bağımlıdır. Bu anlamda sınıf yönetimi araç, kaliteli bir eğitim amaçtır.  Öğrenci  başarısının  değişkenlerinden  biri,  belki  başlıcası  sınıf yönetimidir.  Araştırmalar, öğrenci özelliklerindeki farklar  kadar,  sınıfın yapı  ve  yönetimindeki  farkların  da  başarıyı  belirleyici  olduğunu  göstermiştir. Bir sınıfta başarılı olan  öğretmen, benzer öğrencilerin bulunduğu başka bir sınıfta başarısız olmuştur.11

Öğrenciler gelişim evrelerine göre, sınıf  yönetimi uygulamaları da değişir,  ilk yıllarda çocuklar, sınıfta kural, işlem dizin ve adetlere daha çok gereksinim duyarlar. Bir-iki  yıl  içinde  bunlar  öğrenilmiş  olabileceğinden, ağırlıktan azalır. Kural ve  işlem dizinler, eğitim için araç  olarak  kullanılmalıdır. Daha üst sınıflarda gençlik çağı  başlar, düzene uyum sorunları artar, öğrenciler, yetişkinlerin yetkesine kızmaya, tavır  almaya  başlarlar. Özellikle bu çağda öğretmenlerin daha duyarlı davranması gerekir.  Emir yerine istek bildiren anlatımlara yönelme, öğrencinin  alınganlığını, çekingenliğini hesaba katma, öğretmenin alacağı sesli-sessiz tepkileri  farklılaştırır. Daha sonraki yıllarda gençlik çağının  aksilikleri geçer, ders konularına  yönelim artar.12

Sınıf ve öğrencilerin özellikleri değiştikçe, yönetsel uygulamalar da farklılaşmalıdır. Düşük yetenekli öğrencilerin çoğunlukta olduğu sınıflarda, daha çok  zaman  gereklidir.  Kalabalık  sınıflar,  daha  çok  düzen  çalışması ister. Benzeşik  sınıflar, daha az sorun yaratır. 13 Sınıf yönetimi davranışlarının  seçiminde bu özellikler dikkate alınmalıdır.

Sınıf Yönetimi Modelleri

Eğitim  alanındaki  gelişmeler,  toplumsal  gelişmelere  de bağlı  olarak,  sınıf yönelimliden amaç yönelimliye,  öğretmen ağırlıklıdan öğrenci ağırlıklıya  yönlendirmiştir. Bu yönelimlerin seçimi, yine de yönetim  durumuna,  ortama,  olaylara,  sınıf  sisteminin  çevresine  göre  kaymalar  gösterebilir.  Örneğin,  yönetim  algısı  şekil  ağırlıklı  olan  bir  okulda  öğretmen,  amaç yönelimli modeli  kullanmak için bu  şekil özelliklerinde  değişiklik yapmaya kalktığında, okul  yönetiminin tepkisiyle karşılaşabilir. Bu tepki aşılamazsa, öğretmenin benimsediği  modelde, tepkiye yanıt verici değişimler gerekebilir.

Sınıf  yönetimi modelleri, tepkisel, önlemsel, gelişimsel ve bütünsel olarak  gruplanabilir. Her modelin kullanımında, farklı yöntemler  uygulanabilir.  Bu  yöntemlerin  kullanılış biçimleri  farklı  teknikler olarak görülür.

Tepkisel model, istenmeyen bir düzenleniş  sonucuna veya bir davranışa  tepki  olan  sınıf  yönetimi  modelidir;  amacı,  istenmeyen  durum  veya  davranışın  değiştirilmesidir. Bu anlamıyla, sınıf yönetiminin klasik modeli  olduğu söylenebilir,  işleyişi, istenmeyen sonuç-tepki  şeklindedir. Düzen sağlayıcı ödül-ceza  türü  etkinlikleri içerir. Etkinliklerin yönelimi, gruptan  çok  bireyedir.  Bu.  modele sık  başvurmak zorunda kalan öğretmenin, sınıf  yönetimi becerilerinin yüksek  olmadığı, diğer üç  modeli  gereğince kullanmadığı söylenebilir. Modelin zayıf  yönlerinden birisi de her tepkinin bir karşı tepki  doğurur olmasıdır. Ama sınıfta  istenmeyen  bir  davranış  ve  sonuç  oluşmuşsa,  bu  modelin  kullanılmasına  da  gereksinim duyulabili

Önlemsel model, planlama düşüncesine bağlı, geleceği kestirme,  istenmeyen davranış ve sonucu, olmadan önleme yönelimlidir. Amacı, sınıf sorunlarının ortaya çıkmasına olanak vermeyici bir düzenleniş ve işleyiş  oluşturarak, tepkisel modele gereksinimi azaltmaktır. Bu model  sınıf etkinliklerini bir  “kültürel sosyalleşme süreci” olarak ele alır, sınıfta, yanlış davranışa olanak vermeyen  bir sosyal sistem oluşturmaya çalışır. Eğitim öncesi düzenlemeleri, istenen davranışın  kolayca gösterilebileceği bir ortamı, istenmeyen davranıştan uzaklaştırıcı kuralları, plan  ve programları, hazırlıkları  içerir.  Etkinlikler  bireyden çok gruba yöneliktir .5

Gelişimsel model, sınıf yönetiminde öğrencilerin, fiziksel, duygusal, deneyimsel
gelişim düzeylerinin gerektirdiği uygulamaların  gerçekleştirilmesini  esas  alır;  bir  uygulamaya geçilmeden önce, öğrencilerin ona bu açılardan hazırlanmasını öngörür.6

Bu  modeli  dört  basamaktan  oluşturur. 

Birinci  basamak,  onuncu  yaşa  kadar  süren,  nasıl  öğrenci  olunacağının  öğrenildiği  zamandır,  öğretmene  çok  iş  düşer.

İkinci  basamak,  on-on iki  yaş  arası  dönemdir.  Sınıf  yönetimine verilen ağırlık azalır, öğrenciler olgunlaşma yolunda, sınıf düzenine  uymaya, öğretmeni hoşnut  ermeye  isteklidir.

Üçüncü  basamak,  on iki-on beş yaşları  arasıdır. Öğrenciler, zevk ve destek almak için birbirlerine bakarlar, yetke görüntüsü  verirler. Öğretmeni sıkıntıya sokmayı  seçebilir, bunun sonunda arkadaşlarının  beğenisini de kazanabilirler. Sınıf yönetimi kurallarının nedenlerini ararlar.

Dördüncü  basamak lise yıllandır.  Öğrenciler,  kim  olduklarını,  nasıl  davranmaları  gerektiğini  anlamaya başlarlar, sosyalleşir, akıllanırlar, yönetim sorunları  azalır.  Çocukta  ana baba  ve  yetişkinlerin  etkisi,  yirmi  yaş  dolaylarına  kadar gittikçe azalır, sonra  artar. Arkadaşlarının etkisi ise gittikçe artar. Bu iki etkinin kesiştiği on iki yaş dolayı, öğretmen ve ana baba için sıkıntı yıllandır.7

Bütünsel modeli, Sınıf yönetimi algılarını bütünleştirir. Önlemsel sınıf yönetimine öncelik verme, grubu olduğu kadar bireye de yönelme,  istenen  davranışa  ulaşabilmek  için  istenmeyenin  nedenlerini  ortadan  kaldırma  vardır,  istenen  davranışın  uygun  ortamlarda  gerçekleşeceği  bilincine  dayanarak  ortam  düzenlemeye,  bütün  önlemsel  yönetim  çabalarına  karşın  oluşabilecek  istenmeyen  davranışları  düzeltmek  amacıyla  tepkisel  yönetim  araçlarından  yararlanmaya  çalışılır.  Bu  etkinlikler  sürecinde  seçilecek  davranış  örgüleri,  öğrencinin gelişim basamakları ile uyumlu olanlardan seçilir. Bu model için sınıf  yönetiminin sistem modeli denebilir. Modelin çevre boyutunda; okul, aile, boş zaman  etkinliklerinin yer aldığı arkadaş çevresi vardır.

Sınıf Yönetimi ve Boyutları

Sınıf  yönetimi,  eğitim  yönetimi  sıra dizininin  ilk  ve  temel  basamağıdır.  Sınıf,  öğrencilerle  yüz yüze  olunan  bir  yerdir.  Eğitimin  hedefi  olan  öğrenci  davranışının  oluşması  burada  başlar.  Eğitim  için  gerekli  birincil  kaynaklar  olan  öğrenci,  öğretmen,  program,  kaynaklar,  sınıfın  içindedir.  Eğitim  yönetiminin  kalitesi, büyük ölçüde, sınıf yönetiminin kalitesine bağlıdır.
Etkili  bir  eğitimin  değişkenleri  arasında  en  çok  yer  kaplayanlar,  sınıf  yönetimine  ilişkin  özelliklerdir:  Sınıf  iklimi,  etkileşim  düzeni,  iyi  ilişkiler, öğrenci  katılımı, örgütleme, davranış düzeni.3

Sınıf yönetimi etkinliklerinin bir boyutunu, sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin olanlar oluşturur: Sınıfın genişliği, sınıf alanının çeşitli etkinliklerin  yapımı  için  bölümlenmesi,  ısı,  ışık,  gürültü  düzenekleri,  renkler,  temizlik,  estetik,  eğitsel  araçlar,  oturma  düzeni,  öğrencilerin  gruplanması,  bunların  başlıcalarıdır.  Fiziksel  düzenlemeler,  öğrencinin  rahat  etmesini  sağlamak,  okul  ve  sınıfın  çekiciliğini  artırarak  öğrencinin okula isteyerek gelmesini gerçekleştirmek öğrenmeyi  kolaylaştırmak  amaçlan  için  yapılır.    “Eğitim”  olarak  tanımlanan  davranış  değişikliği, uygun ortamlarda gerçekleşir.

Sınıf  yönetiminin ikinci boyutunu plan-program etkinlikleri oluşturur. Amaçlar  esas alınarak, yıllık, ünite, günlük  planların yapılması,  kaynakların  belirlenip  dağılımının  sağlanması,  iş ve işlem  süreçlerinin  belirlenmesi,  araç  sağlama,  yöntem  seçme,  öğrenci  özelliklerini  belirleme,  gelişimlerini  izleme  ve  değerlendirme, öğrenci katılımını düzenleme, bu grupta ele alınabilir. Bu etkinlikler,  geçmişi  ve  var  olan  durumu  ele  alarak  geleceği  görme  ve  şekillendirme  amaçlı  çabalar olarak görülebilir.

Üçüncü  boyut, zaman  düzenine  yönelik  etkinliklerdir.  Etkili  öğretim,  öğrenmeye  ayrılan  zamanın  çokluğuna  ve  etkili  kullanımına  bağlıdır4
Sınıf  içinde  geçirilen  zamanın çeşitli  etkinliklere dağılımı, zamanın ders dışı ve bozucu etkinliklerle  harcanmaması,  sıkıcılığın önlenmesi, öğrencinin zamanının çoğunu okulda-sınıfta geçirmesinin  sağlanması, devamsızlığın ve okul-dan  ayrılmaların önlenmesi, bu boyut içinde
görülebilir.

Sınıf  yönetiminin  dördüncü  boyutunu  ilişki  düzenlemeleri  oluşturur. Sınıf kurallarının  belirlenip  öğrencilere  benimsetilmesi,  sınıf  yaşamının  kolaylaştırılmasına yönelik  öğrenci-öğrenci, öğrenci-öğretmen  ilişki  düzenlemeleri,  özellikle, bir sonraki boyut olan davranışı da şekillendirici etkinliklerdir.

Beşinci boyut, davranış düzenlemelerinden oluşur. Sınıf ortamının istenen  davranışı sağlayabilir  hale getirilmesi, sınıf ikliminin olumlulaştırılması,  sorunların,  ortaya  çıkmadan  önce  tahmin  edilmesi  yoluyla  istenmeyen  davranışların  önlenmesi,  sınıf  kurallarına  uyulmasının  sağlanması,  yapılmış  olan  istenmeyen  davranışların  değiştirilmesi bu boyuta ilişkin olarak söylenebilir. Sınıf yönetimi, başka  açılardan da boyutlanabilir.

Sınıf Yönetimi ve Özellikleri

GİRİŞ

Eğitim sözcüğünün farklı tanımlarının ortak yanı, onun, davranış değiştirme,davranış oluşturma amaçlı etkinlikler bütünü olmasıdır. Öğretim, öğrenme,davranışın sağlanması amacıyla yapılan ön çabalardır, insanların öğrenim düzeylerinin göstergesi diplomaları, eğitim düzeylerininki ise davranışlarıdır. Terli iken soğuk su içmemek, yemekten sonra dişleri fırçalamak, ulaşım akımını engellememek için yolun sağından yürümek gerektiğini bilen ama bu davranışları uygun koşullarda yapmayan insan, öğrenmiş ama eğitilmemiştir.

Eğitimin önkoşulu olan öğretim – çünkü, rastlantılar dışında, bilmediğimiz bir şeyi yapamayız- ne yazık ki eğitimin garantisi olamamaktadır. Bu durumda, öğrenme için kullanılan kaynakların insanları hedefe yeterince götüremediği söylenebilir.
Nasıl bir öğrenme sağlayalım ki zamanla çabuk unutulmasın, uygun koşullarda davranışa dönüşebilsin sorusunun yanıtı verilmelidir. Nitelikli bir öğrenmenin sağlanıp, bu bilgilerin uygun koşullarda davranış olarak da gösterilebilmesinin koşullarına ek olarak, öğrenilenlerin yinelenmesi, somutlaştırılması, yapılarak deneyim ve alışkanlık sağlanması, gerekliliğine inanılıp düşünsel olarak da eyleme hazır bulunulması sayılabilir. Bunların gerçekleşeceği düzeneğin oluşturulup sürdürülmesi, geliştirilmesi, öğretmenlerde sınıf yönetimi becerilerinin bulunmasını gerektirir.
Sınıf yönetimi, sınıf yaşamının orkestralaşmasıdır. Olumlu bir sınıf iklimi oluşturulmasında öğretmen , anahtar rol oynamaktadır. Öğretmen, kendini tanıyan, ifade edebilen, üstün mesleki yeterliliklere sahip entelektüel bir kişilik örüntüsüne sahip olmalıdır. İçinde yaşadığı toplumu, dünyayı iyi tanıyan ve analiz edebilen öğretmen, sınıf yönetiminin temel teori ve ilkeleri ışığında kendine özgü bir sınıf yönetimi stratejisi geliştirebilir. 1

Sınıf yönetimi, sınıfın genel durumuna bağlı karmaşık bir süreç olarak görülebilir. Sınıf yönetimi günlük öğrenme etkinliklerinden ayrı bir süreç olarak ele alınamaz. Sınıf yönetimi uygun bir öğrenme ortamı ve atmosferi oluşturup geliştirmeyi, öğretmeyi ve öğrencilerin öğrenmelerini ve bütün sınıf çevresinin dikkatlice denetlenmesini içerir. Sınıfın fiziksel yapısı kadar, öğrencilerin katıldıkları sınıf etkinlikleri, öğretmenler tarafından öğrencilere verilen yanıtların biçimi ve öğretmenlerin öğrencilerin dikkatlerini etkileyen değişkenler hakkındaki farkındalığı da iyi sınıf yönetimini etkileyen etmenlerdendir. 2

İstenmeyen Davranışların Değiştirilmesi Sınıfın Öğretim Ortamı

::Örnek bir olay::

Teddy’den Üç Mektup

Tedyy Stallard’ı 15 yıl önce, beşinci sınıfta, iki yıllık bir öğretmenken tanıdım. Sınıfıma ilk girdiği günden beri Teddy’den nefret etmiştim. Hiçbir çocuğa özel bir antipati göstermemem gerektiğini biliyor. Ama insan doğası gereği, parlak, güzel ve zeki insanları tercih etme eğilimindedir.
Tedyy pis bir çocuktu. Hem de ara sıra değil, sürekli olarak pis kokan bir çocuktu. Ayrıca, bir türlü adlandıramadığım tuhaf bir kokusu vardı. Fiziksel kusurlarının çokluğuna ek olarak, zihinsel durumu da pek parlak değildi. İlk haftanın sonunda, onun sınıftaki diğer çocuklara göre umutsuz bir biçimde geri kaldığını anlamıştım. Yalnız yetersiz bilgiye sahip olmakla kalmıyordu, yavaş öğrenen bir çocuktu. Hızla ondan uzaklaşmaya başladım.
O yıl en iyi öğrencilerim ve onları izleyenler üzerinde yoğunlaştım. İtiraf etmeye utanıyorum, kırmızı kalemimi kullanmaktan sapıkça bir zevk alıyor ve ne zaman Teddy’nin ödevlerini kontrol etsem, zaten bol kullandığım yanlış işaretlerini iyice koyu kırmızı yapıyordum.
“Yetersiz bir çalışma” diye yazıyordum kağıtların üstüne. Çocuğu açıkça hırpalamadığım halde, sınıf tutumumu farketmişti. Kısa sürede Teddy sınıfın günah keçisi oldu. Sevilmeyen ve sevilmesi mümkün olmayan, dışlanmış bir kişi haline geldi. Ondan hoşlanmadığımı biliyor, fakat nedenini anlamıyordu. Aslında ben de ona karşı neden böyle yoğun bir hoşnutsuzluk duyduğumu bugün bile anlayabilmiş değilim. Tek bildiğim, bu küçük çocuğa kimsenin aldırmadığı ve benim de durumu düzeltecek hiçbir şey yapmadığımdır.
Bir yılbaşı günü çocuklardan gelne hediyeleri açıyordum. Sıra Teddy’ninkine geldi, paketin içinden taşların çoğu dökülmüş gösterişli bir bilezik ve yarısı boşalmış bir kolonya düştü. Bileziği koluma taktım ve kolonyayı sürdüm. Teddy yanıma gelerek “Tıpkı annem gibi kokuyorsunuz, bileziği size çok yakıştı, beğendiğinize sevindim.” dedi ve hızla sınıfı terketti. Ben kapıyı kilitleyip, masama oturdum ve ağlayarak, Teddy’ye çektirmiş olduğum yoksunluğu telafi etmeye, ilgili bir öğretmen olmaya karar verdim.
Teddy ile özel olarak ilgilendim. Ders çalıştırdım, ödevlerini kontrol ettim ve eksikliklerini tamamlamaya çalıştım. Hızlı fakat emin adımlarla sınıf seviyesine yetişiyordu. Notlar giderek yükseldi, sınıfın en iyileri arasına girdi. O yıl okuldan ayrıldı. Daha sonra üç mektup aldım. 15 yıl sonra aldığım üçüncü mektubunda “Bugünden itibaren ben tıp doktoru Theodere J. Stallard’ım.” diyordu ve beni nikahına davet ediyordu. Ben de kendisini tebrik ettim ve “kutlarım, başardın, hem de kendi başına, benim gibilere rağmen” diye cevap yazdım. Nikahında elbette orada olacağım.

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İzlemek İçin Tıklayınız

Sınıfın Öğretim Ortamı

::Örnek bir olay::

GERİ Mİ DÖNSEK

O da, okula o gün başlayacak kızı kadar heyecanlıydı. Önlüğünü giyip sabah erkenden hazırlanan kızının elinden tutmuş, okuluna getirmişti. Okul ona ne kadar da uzaktı. Bir okula gitmeyeli yıllar olmuştu. On, belki de daha fazla yıl, bir okulun kapısını çalmamış, okulu ve okulda olup bitenleri neredeyse unutmuştu. Okulla yıllar süren yabancılığı kızı nedeniyle bu gün sona erecekti.
Başka anne-babalar da vardı, kendisi gibi, çocuğunun elinden tutup getiren. Okul bahçesine girdiğinde kendini yabancı bir ortamda buluverdi: Önünde kendinden küçük birini kovalayan bir öğrenci, kovaladığı çocuğa yüksek sesle küfür ediyordu. Yanda birkaç öğrenci, çamurlu ayaklarıyla birbirini tekmeliyordu. Yanından geçen bir öğrenci, ayakkabısının önüne tükürüğünü bırakıverdi. Arkadaşlarına arka bahçeye gidelim diyen öğrencinin aldığı yanıta inanmak istemedi: “bugün sigaraları burada içebiliriz, bizi kimse fark etmez, baksana çocuk kadar moruk da var bahçede.
Okul bahçesi ne kadar da pisti. Her yer çöp içindeydi. Öğrenciler ellerindeki çöpleri rastgele yerlere atıyorlardı. Çevrede çöp kutusu aradı gözleriyle, bulamadı. Bu nasıl olurdu? Çevresine örnek olması gereken bir okul nasıl böyle olabilirdi? Öğrenciler nasıl böyle davranabilirlerdi? Bunları öğrenmek böyle yaşamak için mi gidiliyordu okula? Kızı da bir süre sonra bunları yapıyor mu olacaktı? Altı yılda kızı için yaptıkları tersine dönecek, çocuğun davranışları değişecek miydi? İçini bir korku kapladı birden. İyilik edeyim derken kızına, kötlük mü ediyordu yoksa? Geri mi dönsek diye düşündü.

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İzlemek İçin Tıklayınız

Sınıfta Zaman Yönetimi

::Örnek bir olay::

Atatürk Lisesinde dördüncü ders zili çalarken, Matematik öğretmeni derse girer. Bütün öğrenciler ayaktadır. Bir bölümü kendi aralarında yüksek sesle tartışmakta, bir başka bölümü uyuklamakta ya da birbirlerini kovalamaktadır. Sınıfta öğretmen masası sıralar başta olmak üzere tam bir düzensizlik ve dağınıklık gözlenmektedir.
Öğretmen “haydi yerlerinize oturun derse başlacağız diye seslendiğinde, öğrencilerin bir bölümü kayıtsız bir biçimde yerlerine oturmak için yavaş hareketlerde bulunurken, diğerleri aralarındaki tartışmayı ses tonlarını biraz düşürerek sürdürmektedir… Öğretmen tekrar seslenir “haydi çocuklar yerlerinize oturun ve lütfen sessiz olun O sırada bazı öğrenciler şşşt sessiz olun. Öğretmen geldi gibi sözlerle gürültü etmeye devam eden arkadaşlarını uyarmaya çalışmaktadır. Bütün öğrencilerin yerlerine oturması, yoklamanın yapılması ve sonuç olarak derse başlaması 40 dakikalık ders süresinin 15 dakikasını alır. Ancak ders başladığında bazı öğrenciler dalgın dalgın pencereden dışarı bakmaktadır. Bazıları ise çoktan gündüz düşlerine dalmıştır. Öğretmen sadece derse katılmaya istekli olan 5-6 öğrenci ile dersi tamamlar. Teneffüs zilinin çalması, öğrencilerin büyük çoğunluğu için özlenen ve beklenen bir haberin müjdecisidir.

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İzlemek İçin Tıklayınız

Sınıfın İlişki Düzeni

::Örnek bir olay::

SUÇ BENDE Mİ MÜDÜR BEY!

Ders kitabında ne varsa olduğu gibi ezberliyorum müdür bey, isterseniz siz satır satır izleyin, ben anlatırken. Öğrencileri hiç sıkıntıya sokmuyorum, onların hiçbirşey yapmadan okula gelmesi ve sıralarda sessizce kuzu kuzu gibi oturup, beni dinlemesi yeterli. Oysa hiç öyle yapmıyorlar. Ben anlatırken kimi dışarıyı seyrediyor, kimi arkadaşlarıyla konuşuyor, kimi farkettirmeden başka derse çalışıyor. En önde oturanlar bile dinliyor görünüyor ama sorduklarıma yanıt veremiyor. Sınavlarda aldıkları notlar çok düşük. Suç bende mi müdür bey?
Öğretmen bize iş yüklüyor demesin diye onlara ödev bile vermiyorum. Öğretim yükünün hepsini ben üstleniyorum. Sınav yapmazsam olmaz elbette. Ama son sınavda Misisipi nehrinin uzunluğunu bilen bir kişi bile çıkmamıştı. Oysa ben o konuyu tam iki saatte anlatmıştım, gözlerim yarı kapalı, onları düşünerek. Bu Milli Eğitimde haksızlık yapıyor bana İl çapında yapılan ortak sınavda, benim sınıfım en alt sırayı almış. Öğretmen odasında arkadaşlar kendi aralarında fısıldaşıyorlardı, beni görünce sustular, ama ben biliyorum konuşuyorlardı. Söyledikleri son cümleyi işittim ama. İyi öğretmen ders anlatmaz, işler dedi Ahmet bey. O da ne demekse. Geçen gün de yine dönüt, pekiştirme, ön hazırlık yaparak, yaşayarak gibi şeylerden söz ediyorlardı. Peki o zaman dersi kim anlatacak, öğretmen ders anlatmayacaksa ne yapacak? Kendimi gereksiz gibi hissettim müdür bey, olacak şey mi bunlar!..

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İzlemek İçin Tıklayınız

Ders Dönemi Öncesi Hazırlıklar

::Örnek bir olay::

SINIF DÜZENİ İÇİN ELELE

Sınıf çoğu zaman olduğu gibi korkunç bir haldeydi. Her yer toz içinde, havasızdı. Pencereleri açmak kimsenin aklına gelmiyordu. Sıraların altları kağıt parçaları, çekirdek kabukları ile doluydu. Boya çatları yüzünden duvarlar haritaya dönmüş, haritalar ise sanki yüzyıllık gibiydi. O kadar gürültü vardı ki kimse diğerinin ne dediğini anlamıyordu. Sıralar birbirinin içine girmişti, tebeşirler havada uçuşuyordu, defter sayfaları uçak olmuş, kafalara çarpıyordu.
Tam o sırada kapı açıldı. Müdür önde, arkada bir bayan öğretmen içeri girdiler. Müdür durumumuzu görünce kızıp gitti. Zeynep öğretmenin ilk işi camları açtırmak oldu, sonrada bize iki seçenek sundu; ya birlikte yeni bir düzen kuracağız, ya da bu halimiz sürüp gidecek dedi. Yeni bir düzen istemekten başka ne yapabilirdik ki, hemen işe koyulduk. Çöpler toplandı, tahta silindi, öğretmenimiz sıra düzeninin değişeceğini söyledi, bu önce hoşumuza gitmedi. Kimse arkadaşından ayrılmak istemedi. Sonra U düzeni yerleşimini görünce düşüncemiz değişti, artık kimse kimsenin arkasında kaybolmuyordu. Hepimiz en öndeydik ve dersin içindeydik. Tahtayı, öğretmenimizi ve birbirimizi rahatça görebiliyorduk.
Sonraki günlerde haritalar onarıldı, kitaplık düzenlendi, panolar elden geçirildi, Atatürk Köşesi zenginleştirildi ve sınıfımızın değişimini gören okul idaresi ödül olarak duvarlarımızı güzel renkte boyattı, böylece diğer sınıflara da örnek olduk. Sınıfımızdaki bu yeni düzen ve değişikliklerle birlikte başarımızın da yükseleceğini umut ediyoruz ve Zeynep Öğretmeni çok seviyoruz.

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İzlemek İçin Tıklayınız

Sınıf Yönetimi ve Özellikleri

SINIFI İYİ YÖNETEREK İZ BIRAKMAK

Arkadaşlarım ve ben geçen yıl ki öğretmenimizi çok özlüyoruz. O çok farklıydı, bunu daha ilk günlerde anlamıştık. Sınıfımızın bütünlük içinde olması için çok uğraştı ve bunu sağladı. Derslere ilgiyle sarılmamıza, neyi nasıl öğrenmemiz gerekir bilmemize neden oldu. Dersi hep değişik yöntemlerle işlerdi. Size anlattıklarımı sorgulayın, bilgileri ezberlemeyin, araştırın, sorunların üstesinden gelen, yeni bilgiler üreten insanlar olmaya çalışın derdi. Okulun başarısı sizin davranışlarınızdır, okulu siz tanıtacaksınız demişti. Onu şimdi çok iyi anlıyoruz.
Ona her türlü sorunumuzu anlatırdık, birbirimize karşı hep açıktık, bize anlayışlı, sevgi dolu yaklaşırdı. İlk geldiğinde hep birlikte hazırladığımız sınıf kurallarına yıl boyunca uyduk. Öğretmenimiz yokken bile o beş kuralı uygulayarak sorunlarımızı çözüyoruz. Zamanı çok iyi kullanan bir öğretmendi. Diğer derslerde konunun yetişmediği çok olmuştu, ama bu onun başına hiç gelmedi. Derse hep hazırlıklı gelirdi. Sınıfa her gelişinde “Bugün sürpriz ne acaba, nasıl bir araç gereç kullanacağız? diye düşünürdük. Bizim derse katılmamızı, yanlış bile yapsak parmak kaldırmamızı isterdi. Sınıfın yerleşim düzenini değiştirip yeni bir oturma düzeni kurmuştu. Çok hoşumuza gitmişti. Bir hata yaptığımızda asla gururumuzu kırmaz, tek kişiye yüklenmezdi. Tüm bunları nasıl başardı bilmiyorum. Bizde çok olumlu anılar bıraktı. Keşke bütün öğretmenlerim de onun gibi olsaydı.

 

Konuyla İlgili Video İzlemek İçin Tıklayınız

Konuyla İlgili Flash İçin İzlemekTıklayınız