Konu ve Ders İçeriğinin Takdimi

Konuların öğretilmesinde öğretmenin mahareti planlı oluşu sempatikliği büyük önem taşır. Bir ders saati içinde saydığımız bu vasıflarla beraber konu içeriğini takdim ederken  aşağıda belirtilen önerilere uyulması da ayrıca öğretmenin verimini artıracaktır.

Derse günlük plan ile girilmelidir. Günlük planınız yoksa derya olsanız kıymeti olmaz.çünkü hafızadan anlatılan bilgilerde konu atlamaları ve konu sıralarında kaymalar olur. Bazen küçük ama önemli bir bilgiyi anlatmayı unutursunuz. Siz anlattığınızı zannedersiniz fakat bu bilgi eksikliği konunun bütünlüğü içersinde bir arıza meydana getirir. Bu tür arızalar öğrencilerimizin girecekleri sınavlarda soru veya soruların yapılamamasıyla neticelenir. Ayrıca plansızlık öğretmenlerin özgüvenlerinde azalmalara neden olur. Bir çok öğretmenin derse geç girmesinin arkasında bu gerçek yatmaktadır.

Konunun işlenişine geçilmeden önce günlük plana uygun olarak belirlenen amacın daha iyi anlaşılması için konunun günlük yaşamla ilgisini kuran örnekler anlatılabilir. Yine konuyla ilgili hazırlık soruları sorulabilir. Böylece öğrencilerin zihinleri konuya hazırlanmış olur.

Sınıf tahtasını sol üst köşesine mutlaka ders adını, ünite ve konu adlarını yazınız. Öğrencileriniz sizin hangi konuyu öğretmek istediğinizi daha iyi anlarlar. Bir sinema filmini ismini öğrenmeden izlemek istemezsiniz veya filmlerin isimlerinin bilinmesi merakı ve isteği kamçılar. Örneğin, Matrix ve Gladyatör gibi…

Konuyu takdim ederken önemli bulduğunuz formül ve benzeri bilgileri not aldırınız. Bu önemli bilgileri tahtaya yazarken de çerçeve içerisine alınız. Vurgular öğrenciler tarafından daha iyi algılanır.

Konunun takdimi sırasında kullanılacak yöntem ve teknikler çok önemlidir. Öğrenmenin en yüksek verimle gerçekleşmesi buna bağlıdır. Takrir (Düz anlatım), soru-cevap, gösteri, deney, tartışma, gezi-gözlem, senaryo ve test bilinen eğitim-öğretim metotlarının başlıcalarıdır. Öğretmen işleyeceği ünitenin özelliklerini dikkate alarak, bu metot ve tekniklerden yararlanmalıdır. Ancak hiçbir ünitenin işlenişinde düz anlatım metodu yalnız başına kullanılmamalıdır. Çünkü düz anlatım da öğretmen aktif öğrenci pasif durumdadır. Böyle bir ders işlenişinde öğrenci ilgisinin sürekli sağlanması mümkün değildir. Eğer konunun özelliği açısından düz anlatım metodu zaruri ise bu metodu soru-cevap metoduyla desteklemek mümkündür. Ayrıca bütün metotların uygulamaları sırasında öğrencilere “Beyin fırtınası” yaptırılabilir. Beyin fırtınası,öğrencilerin konu hakkında görüşlerini dile getirmeleri,yorum yapmaları demektir. Öğretmen bunu kontrollü bir şekilde yapabilirse dersin işlenişi daha zevkli olur.

Öğretmen sadece mevcut yöntemlerle yetinmemelidir. Eğitim-öğretimdeki gelişmeleri yakından takip ederek yeni öğretim metotlarını öğrenerek dersine kazandırabilmelidir.

Matematik öğretmeni bir arkadaşım problemleri öğrencilere derste oyun oynatarak çözdürdüğünü söylemişti. Televizyon programlarındaki yarışmalara benzer şekilde her problem için gönüllü bir öğrenci tahtaya davet ediliyor. Mavi, kırmızı yada sarı renkli problem kartlarından birini seçmesi isteniyor. Tercihindeki problemi çözebilirse çikolata veya sözlü notuyla ödüllendiriliyor. Çözemediği zaman örneğin bir hayvan taklidi yaparak yerine oturuyor. (Notla cezalandırılmıyor.) Arkadaşım derslerinin öğrenciler tarafından eğlenceli bulunduğunu söylemişti.

Önce basit sorular ve örneklerle alıştırmalar yapınız. Konuya zor sorularla  başlamak dersi zayıf olan öğrencilerin ilgilerinin azalmasına neden olur.

Konu anlatımını çok sorulu hale getirmek gerekir. Soru sayısının artması öğrencileri aktif hale getirir. Derse katılımı artırır. Zaten yeni eğitim modelleri de öğrenci merkezli olarak düşünülmektedir.

Öğrencilerinizin de konuyla ilgili sorular sormasına izin verin. Bu durum onların konu üzerinde projeler geliştirmesini sağlar. Bir öğrenci konu ile ilgili sorular soruyorsa konuya motive olmuş demektir.

Ses tonunuzun seviyesini sınıftaki her öğrencinin duyabileceği bir ayarda tutunuz. Ses seviyesinin yüksek olması sınıftaki ve hatta komşu sınıftaki öğrencileri rahatsız eder. Ses seviyesinin düşük olması ise bir süre sonra öğrencilerin ilgilerinin azalmasına neden olur.

Dağılan dikkatleri tekrar toplamak için ses ayarınızda geçici düşürme veya yükselme yapabilirsiniz. Ama bu sık sık yapılırsa kıymetini yitirir.

Dersin 15 dakikalık bölümünden sonra  öğrencilerin dikkatleri giderek azalır. Bu durumda dikkatleri yeniden sağlayabilmek için öğrencilerinizi 5 dakikalık bir süre içersinde dinlendirin. Bu zaman içersinde fıkra anlatabilirsiniz, espri yapabilirsiniz ya da konuyla ilgili günlük hayattan örnekler üzerinde konuşabilirsiniz.

Dersinizi aktarırken günümüzün teknoloji imkanlarından yaralanmaya çalışın. Bilgisayar ,tepegöz, slayt, tablolar veya modeller konuyu görsel boyuta taşıyarak, bilgilerin daha kolay öğrenilmesini sağlarlar. Kullandığınız tüm teknolojik aletler dersinizi sempatik hale getirirken sizin öğrencileriniz nazarındaki kredinizi de artırır.

Tahtayı kullanırken renkli tebeşirler kullanın  konu ile ilgili şema veya şekilleri çizmeyi ihmal etmeyin. Şemalar ,şekiller veya krokiler karmaşık   gibi görünen bilgileri anlaşılır hale getirirler. Örneğin bir başkasına adres tarif ederken  sözlü tarif yerine, kroki çizmeyi tercih ederiz. Konu içersinde çizilecek krokilerde konunun daha kolay keşfedilmesini sağlar.

Dersin son bölümünde kısa bir özetle neler öğretildiğini hatırlatın.3,4 soru ile mini bir sınav (quiz) yapılması bilgilerin ölçülmesine yardımcı olur. Sonuçta konunun ne kadar öğrenildiği hakkında bilgi sahibi olursunuz.